BÖLÜM 22. Kimlikler

77 10 1
                                    


Ne zaman ayağa kalktığımı hatırlamıyordum. Etrafımızı saran yedi kişiyi incelemekle meşguldüm. Merakla ve korkuyla etrafıma bakmaya çalışırken çembere alındığımı fark etmemiştim. Mina, Eva ve Rose eşit aralıklarla, beni ortalarına alacak şekilde duruyorlardı. Karşımızdakilerin hareketlerini dikkatle izliyorlardı; ileri geri, sağa sola yavaşça hareket ediyorlardı. Bizi çevreleyen kişilere bakışları sabitlenmiş ve benden ikişer adım uzakta, tetikte bekliyorlardı. En ufak bir hareketlenmede derhal saldıracak gibi üçü de önlerine doğru hafifçe eğilmişti.

Bu olanlara anlam veremiyordum. İçimde panik duygusu artarken yavaşça etrafımda dönerek ben de gelenlere odaklandım. Ne istiyorlar sorusu beynimdeki binlerce düşüncenin arasında çığlık atıyordu. Sonra, vahşilikle parlayan gözlerini gördüm. İçlerinden bazılarının gözleri kırmızıydı. Hatta bir saniyeliğine de olsa parlak bir sarı renk gördüğüme yemin bile edebilirdim. Bunların insan olmasına imkân yoktu ya da ben panikten aklımı kaçırıyordum. Rüyalarımdan birinin içine düşmüşüm hissine kapıldım.

Diğerlerinden daha uzun görünen saçları kulak hizasında kesilmiş kişi, bu dünyaya ait olmayan, gırtlaktan gelen bir hırıltı çıkardı ve hepsi birden hareketlenmeye başladı. Aynı anda birkaç şey birden oldu: Mina'nın ellerinden ateş çıkıyor, Rose sara nöbeti geçiriyormuş gibi titriyor ve Eva da gözlerini yummuş ellerini öne doğru uzatmış bir şeyler mırıldanıyordu.

Rose'un olduğu taraftan yakıcı bir sıcaklık yayıldı. Tam ona doğru döndüğüm sırada hava dalgalandı ve Rose'un olduğu yerde devasa kızıl bir kurt ortaya çıktı. Ağzım sessiz bir çığlıkla aralandı. Kesinlikle çıldırıyordum aksi halde bu nasıl mümkün olabilirdi?

Eva gözlerini açmış ve karşısındakine odaklanmıştı. Etrafında beyaz bir ışık dalgalanıyordu. Şok olmuş bakışlarım ve sessiz çığlıklarımla ne düşüneceğimi bilmez halde hangisine bakacağımı şaşırdım.

Hava birkaç kez daha dalgalandı ve bize saldırmak için bekleyenlerin içinde dört tane kurt ortaya çıktı. Bunlar geçen sefer yolda karşılaştığım kurt kadar büyüklerdi. En öndeki siyah olan ise diğerlerine göre daha fazla ürkütücüydü. Bize doğru attığı adımla sol omuzundaki dövmeye benzer şekil dikkatimi çekti. Ortası parlak kırmızı, V harfini andıran, diğer kısımları parlak gümüş renginde akışkan bir maddeyle dolu, M harfine benzeyen bir işaretti. Hareket ettikçe dalgalanan bu şeklin içindeki yoğun sıvının gümüş ve kırmızı tarafları birbirine karışmayan bir yapıda görünüyordu. Merakla diğer kurtlara da baktım. Onlarda da aynı işaret vardı.

Kırmızı gözleri olan üç kişi de ağızlarını açmış saldırmaya hazır bekliyordu. Üst köpek dişleri normalden daha uzun ve sivriydi. Genizden gelen hırlamaları ise tüylerimi diken diken ediyordu. Şok olmuş halde karşımdakileri incelerken gözlerinin kırmızı olmadığını sadece kırmızı bir hare ile çevrildiğini fark ettim.

Bir anda kurtlardan biri Mina'ya doğru atladı. Mina'nın ellerinden kurtulan ateşle havada buluşan kurdun çığlıkları yankılanmaya başladığı anda hepsi saldırmaya başladı. Görünmeyen bir engele çarptılar ve gerilediler. Tekrar ve tekrar denerlerken Eva'nın gergin nefesini duydum.

"Bana yardım et Mina!" diye bağırdı.

O an Eva'nın ne yaptığını anladım. Bizi bir çeşit kalkanın içine hapsetmişti. Bunu nasıl yapabilmişti, aklım almıyordu. Alnında oluşan boncuk boncuk terler ve aldığı sert nefesler zorlandığını gösteriyordu. Ellerinin titrediğini ve vücudunu saran ışığın azaldığını görebiliyordum. Etrafımızdaki yaratıklar sürekli saldırıyorlardı. Mina da Eva gibi beyaz bir ışıkla sarmalanmıştı şimdi, artık alev almış gibi görünmüyordu.

AMİE - Gecenin GölgesiМесто, где живут истории. Откройте их для себя