Bölüm 26. Büyücü Ateşi

82 10 0
                                    

Herkes masanın etrafında toplanmış yemeğe başlamak için beni bekliyorlardı. Babamın yanındaki boş sandalyeye oturdum ve önüme koyulan yemekle oynamaya başladım. Öğrendiklerim ve şüphelerim beynimde girdaplar halinde birbiri içine geçerek dönerken midem düğüm düğümdü. Rose ve Sean yine bir şeylere gülüyorlardı. Babam ve Mina sessizce yemeklerini yerken Eva'nın bakışlarını üzerimde hissediyordum.

"Beğenmediysen diğer yemeklerden vereyim."

Huan'ın sesiyle başımı çevirdim. Gözlerindeki endişe elle tutulacak gibiydi. Benim için ne kadar iyi bir anne olduğunu daha önce ona hiç söylemiş miydim?

"Hayır, çok güzel." dedim ve boğazımdaki yumruyu güçlükle yutkunarak yemeğimi yemeye başladım.

"Hafta sonu deniz kenarına gidiyoruz."

Huan masadaki herkesin duyacağı şekilde söyledi. Ben yanlarından ayrıldıktan sonra karar vermişlerdi anlaşılan. Babam işi olduğunu söyleyerek ağzında bir şeyler geveledi. Sean ve Rose da aralarında konuşmayı bırakmış dikkatlerini Huan'a vermişlerdi.

"Olmaz." dedi Huan babama dönerek. "Hep beraber olacağız. Üstelik Amie'nin doğum günü." Huan neşeyle bana baktı.

Doğum günümdü demek. Tamamen aklımdan çıkmıştı. Kendimi hiç kutlama havasında hissetmiyordum ama gün batımını dalgaları izleyerek karşılamayı özlemiştim. Değişiklik hepimiz için iyi olabilirdi. Babam başını hafifçe sallayınca Huan'ın gözleri daha da parladı.

"Ben tatlıları getireyim o zaman." dedi Rose ve yerinden kalkarak mutfağa yöneldi.

Önümdeki tabağı kendimden uzaklaştırdım, daha fazla yiyemeyecektim. Babamın elindeki çatal gürültüyle masaya düştü. Bakışlarımı babama çevirdim. Gözleri büyümüş ve boşluğa odaklanmıştı. Babam masadan fırladı. Aynı anda Rose mutfaktan bağırarak koşmaya başladı. Elindeki tatlı kaseleri yerlere saçıldı.

"Saldırı altındayız!"

Rose'un bağırışı ile herkes ayaklandı. Pencerelerin önünde gölgeler belirdi. Babam, Mina ve Eva yerlerinden ok gibi fırlayarak evin içine dağıldılar. Üçü de beyaz bir ışıkla sarmalandı; evi koruma altına almaya çalışıyorlardı. Huan hızla yanımıza gelerek Sean ve bana sarıldı. Bu şekilde bizi koruyabileceğini düşünüyor olamazdı. Evin içinde kapana kısılmıştık.

Mutfak pencerelerinden biri büyük bir gürültüyle patladı. Mutfağa yakın olan Rose reflekse kendini yere attı. Cam parçaları üzerine yağarken ona ulaşmak için atıldım fakat Huan'ın kolları gitmeme engel oldu. İçeri siyaha yakın lacivert renginde bir duman dolmaya başladı.

"Büyücü ateşi, sakın yaklaşmayın!" diye bağırdı babam.

Mina bir şeyler mırıldanıyordu. Mutfaktan havalanan büyük bir su kütlesini dumanın üzerine gönderdi ama duman daha da alevlendi. Şimdi koyu lacivertin içinde göz kırpan lav kırmızısı damarları görebiliyordum.

"Mina sakın yapma. Ateşi besliyorsun."

Babam adım adım geri çekilerek bize yaklaşırken mutfak kapısının yanında dışarıya bakmaya çalışan Rose'u gördüm. Dumanların arasında kalmak üzereydi.

"Rose!" diye bağırdım.

Eva bir anda önümde belirdi ve elini havaya doğru salladı. Rose aynı anda olduğu yerde şiddetli bir rüzgâra kapılmış gibi havalandı ve ayaklarımızın olduğu yerde yere yapıştı. İnleyerek yerinden kalkarken büyük bir çıtırtıyla kırılan kolunu düzeltiyordu. Dehşet içinde çevremde olanlara bakıyordum. Kimdi bunlar? Ne istiyorlardı?

AMİE - Gecenin GölgesiWhere stories live. Discover now