BÖLÜM 23. Gerçekler

107 12 0
                                    

Kulaklarıma dolan uğultular frekansı bozulmuş bir radyo gibi beynimin içinde dolaşıyordu. Ağırlaşmış gözkapaklarımı hareket ettirmeye çalıştım ama başaramadım. Bir süre sonra bilincim yerine gelirken etrafımdaki sesler de anlam kazanmaya başladı.

"Hala inanamıyorum. Ölebilirdiniz." Babamın hırıltıya benzer sesi öfkeliydi.

"Özür dileriz. Hazırlıksız yakalandık, yapabileceğimiz bir şey yoktu." Fısıldar gibi çıkan sesle gözlerimi açtım. Eva yaşıyordu.

Yattığım koltukta hareket etmeden bir süre oturma odasının tanıdık tavanını izledim. Üzerimden büyük bir araç geçmiş gibi hissediyordum. Kalkmaya çalıştığımda her bir kasımdan feryatlar yükseldi. Ağzımdan kaçan iniltiyi andıran sesle babam oturduğu yerden yanıma fırladı. Daha önce uyandığımı fark etmemişlerdi.

"Kalkmaya çalışma, biraz daha uzan Amie." Sesi sakin, fısıldar gibiydi. Kelimeleri güçlükle duydum.

Gözlerimi tavana dikerek tekrar uzandım. Neler olduğunu düşünürken anılar parça parça beynime hücum etmeye başladı. Hızla nefes aldım. Arkadaşlarım, Bralyn...

Gözlerimi etrafımda dolaştırdım. Rose ve Mina karşımdaki koltukta oturuyorlardı. Eva ayakta, kapının yanındaydı. Bir anlık rahatlama sonunda bu defa daha dikkatli baktım. Mina'nın yüzünde uzun bir çizik vardı, çok kötü görünmüyordu. Rose'un sol kolu askıya alınmıştı. Eva'nın ise başı sargılıydı. Baya hırpalanmış görünüyorlardı ama buradaydılar, yaşıyorlardı.

Önce gerginliğin sonra da rahatlamanın getirdiği duygusal değişimlerle bir anda hıçkırarak ağlamaya başladım. Gözyaşlarım kulaklarıma doluyordu, rahatsız ediciydi; fakat kendimi kontrol edemiyordum. Babam elimi tuttu.

"Ağlama kızım." dedi.

Sakinleşmem için saçımı okşamaya başladı. Bir süre ağladıktan sonra hıçkırıklarım yavaşladı. Tüm bu süre boyunca neler olduğunu tek tek hatırladım. Öfke, şaşkınlık ve korku bedenimi sarmaya başladı. Ya o, ona ne olmuştu?

"Bralyn?"

Kızlara soran gözlerle baktım. Eva'nın ifadesi sertleşti. Rose da huzursuzca yerinde kıpırdandı.

"Kendimize geldiğimizde yoktu. Bizi orada öylece bırakıp gitmiş anlaşılan."

Eva sinirini çıkarır gibi son cümleyi kelimelere basa basa söyledi. Eva'ya bakarken onun beyaz bir ışıkla sarılı hali geldi gözümün önüne, sonra Mina'nın ellerindeki ateş, Rose'un devasa kurt hali. Aman tanrım!

"Siz, siz..." Ne diyeceğimi bilmiyordum. Korkuyla koltuğa sokuldum.

"Tanrı aşkına Amie, seni ısırmayacağım."

Birkaç saat önce koca bir kurda dönüşen o değilmiş gibi her zamanki gibi rahattı. Rose'a bir süre baktıktan sonra kendi bedenimden çıkan ışığı ve canımı yakışını hatırladım. Ellerimi göz hizama kaldırıp baktım, normaldiler. Kafayı yemek üzereydim, tüm bunlar ne demekti?

"Nesiniz siz?" Üçünün de suratına baktım. Artık cevap istiyordum.

"Çok yorgunsun, biraz dinlen sonra konuşalım." dedi babam ama ben bekleyemezdim. Aklımı oynatmadığıma emin olmalıydım. Tüm bu gördüklerimi ben uydurmuş olamazdım. Olabilir miydim?

"Hemen, şimdi bir cevap bekliyorum."

Babam yanımdan kalkıp Rose'un yanına oturdu. İki kaşının arasındaki çizgi iyice belirginleşmişti. Gerginliği her halinden belliydi. Bir süre ayaklarına bakan babam gözlerine düşen hüzünle bakışlarını bana çevirdi. Çaresizce, pes ettiğini anlatır gibi omuzları düştü.

AMİE - Gecenin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin