|7|

1.8K 233 305
                                    

Herkes birbiriyle konuşup, burda ne işi olduklarını soruyordu. Namjoon ve Seokjin ise sadece birbirlerine bakmakla meşguldü. Ağzını açmayan tek ikili onlardı. Seokjin'in bakışları kırgındı.

"Şaka mı yapıyorsun sen?"

Seokjin bakışlarını, bağıran Jungkook'a çevirdi.

"Ne işin var burda? Üstelik bu adamla ne alakan var?" Genç adam ellerini beline koyup bir iki adım öne çıktı.

"Sonra konuşalım olur mu?" Dedi Yoongi rüzgardan dolayı gözlerini kısarak. Jungkook kafasını iki yana salladı. Onu görmek istemiyordu.

"Bu hafta çiftlik bizde." Diye araya girdi Seokjin. "Çok istiyorsanız diğer hafta gelebilirsiniz."

"Diğer hafta burda beni ilgilendiren bir şey yok."

"Bu hafta da yok. " dedi ve kafasında ki soru işaretiyle birlikte gerisin geri döndü. Başı sonu gözükmeyen ormanlığa doğru yürüdü. Namjoon sessizce onun peşinden gitti.

Hoseok çitin üstünden atlayıp, köşede sessizce olanları izleyen kadının yanına gitti. Rüzgâr saçlarını geriye atarken, kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Nedense bu işte senin parmağın varmış gibi hissediyorum. "

"Çok da güzel yaptım." Dedi Hyun kaşlarını kaldırarak. " Çocuk gibiler. Şunlara bak, hepsi hemen birbirini buldu."

Hoseok onlara bakarken iç çekti. "Sanki görünmez bir mıknatıs varmış gibi."

O an onların da yan yana olduğunu fark etmişti kadın. Başını adamın omzuna yasladı. Herkes parçasını bulduysa o da bulmalıydı.

Hoseok tüm vücudunun kaskatı kesildiğini hissetti. Kalbi öyle hızlı atmaya başlamıştı ki, düşüp bayılacağını sandı.

O bu duruma alışamamışken, Hyun elini beline sardı.

Hoseok gülümseyerek onu tek eliyle sardı. İlk defa böyle bir temasta bulunmuşlardı. İlk defa birbirlerine bu kadar yakınlardı.

O an kendine çok kızdı Hoseok. Bunu neden daha önce yapmamıştı? Bu kokuyu neden daha önce bu kadar yakından solumamıştı?

Neden bu kadar az zamanı varken bu güzel duyguların farkına varıyordu?

"Seni seviyorum." Dedi adam batan güneşe bakarken. İlk defa çıkmıştı bu kelime ağzından ve yine pişmandı.

Daha önceden ona binlerce kez söyleme şansı varken söylemediği için çok pişmandı.

Hyun sessiz kaldı. Bir cevap olarak kollarını daha çok sıklaştırdı. Hoseok bunu biliyordu.

×

"Peşimden gelme. Ormanda bile rahat yok mu?" Diye bağırdı Seokjin sinirle. Hala hızla yürümeye devam ediyordu. Namjoon ise zorlanmadan arkasından onu takip ediyordu.

"Yok. Maalesef seni hiç yalnız bırakmayacağım Seokjin. Buna istediğin kadar itiraz edebilirsin."

Jin alayla güldü. "Hiç yalnız bırakmayacak mısın?" Birden durdu ve arkasına döndü. Bu hareketi yüzünden Namjoon ile dip dibe kalmışlardı.

"Bunları karına da söyledin mi?"

"O benim karım değil."

"Yalan söyleme bana artık!" Diye bağırdı Jin.

"O zaman sen de bir kere beni dinlemeyi seç!"

Namjoon da onun gibi bağırdığında, Jin ürkmüştü.

Pain Cycle || NamJin Where stories live. Discover now