|8|

1.8K 166 306
                                    

"Yemekler gerçekten çok iyi olmuş," dedi Taehyung peçeteyle ağzını silerken. "Ellerine sağlık."

Jin, ağzında ki yemekten dolayı sadece kafasını salladı. Yuttuktan hemen sonra, "Afiyet olsun. Aslında tek başıma yapmadım, Jimin de yardım etti tabiki." Dedi. Bunları söylerken Namjoon'un tabağına, yaptığı özel soslu balığı koyuyordu. Onun az yediğini fark etmiş ve bu hoşuna gitmemişti. Namjoon, tabağına ekleme yapan adamı gülümseyerek sessizce izliyordu.

"Ah hyung," diye araya girdi Jimin Taehyung'a bakarak. "Eminim bu söylediğine asla inanmaz."

Taehyung sandalyesine yaslandı. O sırada ağzı dolu olan Jungkook konuştu.

"Siz ne zamandır tanışıyorsunuz? Evli çiftler gibi sürekli kavga ediyorsunuz?"

Taehyung bu cümleye sesli bir şekilde güldü. Jimin adamın gülmesine sinirlenmişti.

"Bu herifle beni düşünebiliyor musun ki? Tanrım..." dedi tekrar önüne dönerek. Bu tatsız tartışmaya her zaman ki gibi ablaları son vermişti.

"Aiish! Buraya birbirinizi yemeye mi geldiniz? Jimin-ah, çabuk yemeğini ye."

"Ama noona!" Dedi Jimin küçük bir çocuk gibi.

"Noonanı bağırtma!" Diye araya girdi Hoseok.

"Aissh!" Diye araya girdi Jin ikiliye bakarak. "Anne baba gibi oldunuz başımıza! Çocuk mu azarlıyorsunuz?"

"Bu kutlu günü not alın," dedi Jimin. "Jin Hyung beni koruyor!"

"Restoranta girdiğin ilk gün yaşanan olayı hatırlamıyor musun? Nasıl ilk?" Dedi Jungkook arkasına yaslanarak.

"Ne oldu ki?" Diyerek Namjoon da sohbete dahil oldu.

"Jimin üniversiteden yeni mezun olmuştu ve restoranda çaylaktı. Bu yüzden Jin Hyung yaptığı her yanlış yemek için Jimin'e garsonluk yaptırıyordu."

Jimin o günleri hatırlayınca yüzünü buruşturdu. "Gerçekten iğrenç bir hayattı."

"İşte bu kadar söylendiği için de bir adamın üstüne aşırı sıcak bir yemek döktü." Diye devam etti Hoseok. "Adam da arıza çıkardı. Jimin'i itti, küfürler savurdu."

Jin gülümseyerek Jimin'e baktı. "Ama bizim civciv o kadar küçük ve çelimsizdi ki kendini bile koruyamıyordu. Küfürleri bile ilk kez o zaman duyduğuna eminim."

"Daha sonra?" Dedi Namjoon ona bakarak. Jin bu kısmı anlatmaya pek hevesli değildi. Namjoon ondan bir hareketlilik görmediğinde bakışlarını Hoseok ve Jungkook'a çevirdi.

"Beceriksiz aptal!"

Orta yaşlarda ki adam kafasını öne eğmiş, ellerini önünde birleştirmiş sarı saçlı çocuğu bir kere daha ittirdi. Jimin yine de kafasını kaldırmadı. Dakikalardır yaptığı gibi, özür diledi. Çok küçüktü ve kendine güveni hiç yoktu.

"Bir tabağı dahi taşıyamıyorsan, ne diye çalıştırıyorlar seni!"

Mutfaktan çıkan Jin, elinde ki turşonu tezgaha fırlatıp Jimin'in önüne geçti ve ellerini beline koydu. Jimin önüne geçen Hyungu ile yavaşça nefes aldı. Kaç dakikadır nefes dahi almadığını bilmiyordu.

"Sorun nedir? Restoran sahibi benim, derdinizi garsona değil, bana anlatın. "

Adam, daha yumuşak bir tavır beklerken sert sesiyle konuşan Jin ile sinirlenmişti. Alttan alınmayı bekliyor gibiydi.

"Bir de bu serseriyi koruyor musunuz? Restoranı batırmak niyetindesiniz sanırım! Üstüme kızgın yağlı bir yemek döktü!"

Jin dilini yanağında gezdirip dikleşti.

Pain Cycle || NamJin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin