|FİNAL|

1.1K 74 157
                                    

"Moon! Oğlum koşma!"

Namjoon iç çekerek gözlüklerini çıkardı ve pötikareli piknik örtüsünün üzerine bıraktı.

"Noa! Minji! Koşmayın hyungunuzun peşinden!"

Fakat çocukları onu duyamayacak kadar eğleniyor ve kahkaha atıyordu. Seokjin toprak zemin olduğundan çok dert etmiyordu koşmalarını. Fakat Namjoon'a epey dert olmuştu.

"Hayatım bırak çocukları, eğleniyorlar işte." Seokjin arabadan getirdiği tabakları masaya koydu. Diğer tarafta Jungkook ise bardakları yerleştiriyordu. Jungkook kafasını çevirip kızına baktı. Kulağında kulaklık, önünde ki matematik sorularıyla oyalanıyordu.

Jungkook ve Yoongi'ye bir sene önce sıra gelmiş ve Haneul adında bir kız çocuğuyla tanışmışlardı. Haneul, otistik çocuklardan sadece bir tanesiydi. Jungkook çocuklarla dolu odada, küçük kız çocuğunu gördüğünde farklı bir şey hissetmişti. Yoongi'ye döndüğünde, onun da Haneul'a baktığını görmüştü.

Haneul dört yaşında, otistik bir kız olmasına rağmen yüksek bir zekaya sahipti. Lisede gösterilen matematik konularını biliyor ve hatta sadece onlarla ilgileniyordu. Teması sevmezdi. Göz temasında babaları hariç kimseyle pek bulunmazdı. Gürültüden korkar ve bu yüzden sık sık kulaklık takardı.

Jungkook ve Yoongi onun etrafında pervaneydi. Dokunmakta zorluk çeken Haneul, bazen onlarla beraber uyuyor, uzun uzun yanaklarını okşuyordu.

Moon ise altı yaşına girmiş, birinci sınıfa giden kocaman bir çocuk olmuştu. Seokjin onun ne ara büyüdüğünü hatırlayamıyordu bazen. Namjoon ise her dakikasını hatırladığını, çünkü oğlunun çok yaramaz olduğunu söylüyordu.

Moon üç yaşındayken, Noa ve Minji girmişti aileye. İkizlerle uğraşmak, Moon'la uğraşmaya eşitti. Fakat aileyi büyüttükleri için mutlulardı. Oğlanların arasında ki Minji adeta ben burdayım diyordu.

Hyun ise dört sene önce bir kız çocuğu dünyaya getirmişti ;Jung Hae. Babasının kopyasıydı ve bu durum bazen Hyun'un çemkirmesine yol açıyordu.

Taehyung ve Jimin ise evlenmiş fakat çocuk meselesine en uzak iki kişilerdi. Bir köpek sahiplenmişler ve kendilerine güzel bir ev almışlardı. Yeğenleri onlara yetiyordu.

"Haneul?" Jungkook kızının yanına oturdu. Haneul küçük elleriyle büyük kulaklığını kulağından çıkardı ve appasına baktı.

"Moon ile oynamak istemez misin? Sıkılmadın mı?"

Haneul garip bakışlarını koşarak oynayan arkadaşlarına çevirdi. Çok gürültülü olduklarını düşünmüştü.

"Babam nerde?" Dedi çimenlere bakarak.

"Evde çantamızı unutmuşuz, onu almaya gitti. Ne o, özledin mi yoksa?" Dedi Jungkook gülerek.

Haneul dudak büktü. "O da benimle oynarsa, oynarım çocuklara."

Haneul otistik bir çocuk olduğu için çoğu çocuk onunla oynamak istemiyordu. Moon, Noa, Minji ve Hae çok ısrar etse de Haneul onlara yaklaşmamıştı. Bir kaç kere beraber boyama yapmışlar ya da çizgi film izlemişlerdi. Onun dışında bir araya gelmeleri zordu.

Jungkook onun saçlarına bir öpücük kondurdu. Yoongi gibi bir kocası olduğu için, bininci kere şükretti.

"Appa, Noa beni itiyor!"

Minji çattığı kaşları ile Seokjin'in yanında belirmişti. Küçük kız şu an aynı Namjoon'un sinirli haline benziyordu. Seokjin kıkırdadı fakat bu hareket kızı daha çok sinirlendirdi.

Pain Cycle || NamJin Where stories live. Discover now