|14|

1.2K 114 110
                                    

"Eksi birinci kat için kırmızı alarma verin. Üst düzey koruma ve dikkat istiyorum."

Namjoon koridorda hızlıca yürürken güvenlikle sorumlu şefe direktifler yağdırıyordu.

"Hiçbir şeyden şüphelenmemeli, odamın olduğu katta ki duvara şirketle alakalı panolar asılsın. Sadece beş dakikanız var."

"Hemen hallediyoruz efendim."

Namjoon telefonu cebine attı ve asansörü çağırdı. Jin'e onu girişte beklemesini söylemişti. Az önce çalışanıyla odada yaşadığı arbede yüzünden üstü biraz dağılmıştı. Islak gömleğini tekrar ince belinden içeri sokmak için uğraştı.

Asansörden gelen küçük zil sesiyle beraber kapı açıldı. Namjoon onun sevimli yüzünü uzaktan da görse gülümsemeden edemedi. Meraklı bakışlarını şirkette gezdiriyor, çalışanlara da bakıyordu.

Ben kötü bi adamım diye düşündü Namjoon. Onu asla hak etmiyorum ama onu çok seviyorum.

"Güzelim." Namjoon onun beline elini sardı ve kulağına yakın bir yere sıcak bir öpücük bıraktı.

"Habersiz geldim, yoğunsan gidebilirim? Sadece seni özlemiştim." Dedi Jin. O Namjoon kadar rahat olamıyordu. Şu an bile insanlar onlara baktığı için gerilmişti.

"Jin, ben adam öldürüyorken bile gelsen işimi yarım bırakıp seninle gelirim."

Bu doğruydu. Bu mecazen değil, bu su gibi gerçek olan bir doğruydu.

"Beni etkiliyorsun." Dedi kaşlarını kaldırıp.

"Odamda konuşmaya ne dersin? Eminim daha da etkileneceksin. "

"Sen gerçekten ipleri kopardın artık." Dedi Jin etrafı süzerken. Birisi duymuş mu diye kontrol ediyordu.

Namjoon onu belinden tutup yürürken kafasını iki yana salladı. "Biz ipleri koparalı çok oldu."

Asansör hızla önlerinde açıldığında, ikili içeri girdi ve Namjoon on ikiye bastı. Telefonunun titremesiyle cebinden çıkarıp mesajı okudu.

Efendim, beş dakikaya daha ihtiyacımız var. Odanızı temizlemeliyiz.

Namjoon telefonu cebine soktuktan sonra, derin düşüncelerde olan sevgilisine baktı.

"Jin, bir sorun mu var?"

Jin rüyadan uyanır gibi kafasını iki yana salladı.

"Ah, hayır. Dalmışım sadece."

İstemsizce gözü dolgun dudaklara kayarken, onu asansörün aynasıyla arasına aldı. Jin de onunla beraber havaya girmişti anında. Bu adamın moduna yetişmesi onun için hiç zor olmuyordu.

Yedinci kata geldiklerinde, Namjoon eş zamanlı adamın dudaklarına yapışıp asansörü durdurdu. Jin, ince uzun parmaklarını adamın ensesinde ki saçlarla buluşturdu. Ağzında hafif bir sigara kokusu oluşsa da, bunu sonra sormayı tercih etti. Onu kendine daha çok bastırmak için sağ bacağını adama sardı ve kendine çekti. İkili, hissettiği erkeklikleri ile inlememek için büyük bir çaba sarf etti.

Namjoon dilini yavaşça adamın dudakları arasına gönderdiğinde, bu işin sadece öpüşmeyle bitmeyeceğini ikisi de hissetmişti. Jin elini yavaşça adamın pantolonun üstünde ki kabarınız getirdi ve hafifçe okşadı. Namjoon adamın dudaklarından ayrılıp yavaşça inledi.

"Çok özledim seni." Dedi Jin gözleri hala kapalıyken.

"Üstelemek istemedim, hazır olmadığını düşündüm. Ama bu seni şu an burda becermeyeceğim anlamına gelmiyor Jin."

Pain Cycle || NamJin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin