XV- "İtiraf"

720 493 225
                                    

15. BÖLÜM
‘’İtiraf’’

                                                      Bir önceki gün

“Adım Güneş, arkadaşlarım bana kaçak der.” Uzattığı eli boşta kaldığında umursamazlık takınarak gülümsedi ve elini çekti.

“Kabasınız.” Sinirle bakan beyefendi saldırmamak için kendini zor tutuyor gibiydi.

“Bela mısın kızım sen? Bir daha görmek istemiyorum seni oğlumun etrafında. Defol!” Ellili yaşlarında olmalıydı adam. Saçları tamamen beyazlamış burnunun ucuna düşen gözlüğü zorluk çıkarıyordu ona. O sıra arkasından gelen ses ile ürktü.

“Bir yere gitmiyorsun sarışın.” Güneşte uçları parlayan saçlarını rüzgar dağıtırken kolundaki serum düzeneği ile yaklaşıyordu. Ukala bir tavırla dudak kıvırdı kız.

“Serumunu yatarak daha rahat alabilirdin. Yani bir tavsiye.” Çok bilmişlik ile kaşlarını kaldırdı. Karşısındaki kumral, duvar gibi bakan suratıyla fermuarladığı ağzını hiç açmadan küfürler yağdırıyordu, gözlerinden görülüyordu.

“Sesli söyle utanma.” İyice kışkırtılmaya karşılık babası ‘cık cık'layıp içeri adım atacakken kız seslice güldü. Yaşlı adam gittiğinde kumral ona yaklaşıp işaret parmağını salladı.

“Kendine başka bir oyuncak bul,” Sesi oldukça tok çıkıyordu. “Senin aptal oyunlarına vaktim yok aptal sarışın.” ‘aptal'ı o kadar üstüne basarak demişti ki bir an dediğine kendi de inanacak gibi olmuştu. Kız sinirlenmişti, sıktığı çenesindeki kemikler ele vermişti bile.

“Adım GÜNEŞ. Sarışın değil.” Dişlerini sıkıyordu.

“Adın umurumda değil sarışın.” Kız seslice bir nefes verdi ve elini yumruk yapıp kumralın göğsüne bastırdı.

“Hiç inandırıcı değilsin.”

“Seni inandırmak zorunda olduğuma niçin inandın?” Yumruğunu geri çekip kafasını sola çevirdi, öfkeden patlıyordu kız. Tekrar önüne döndü ve gergin gözlerini kumrala dikti. Bakışlarının ardında sakladığı sırlar onu o kadar güzel gösteriyordu ki, göz bebeklerine dokunup her şeyi anlamak isteği ile dolup taşıyordunuz.

“O yüzden mi şikayetçi olmadın?”

“Mevzu uzatacak derecede büyük değil. İyiyim işte.”

“O kadar büyük değil ama o kadar küçük de değil. Ben üzgünüm.” Kumral, kızın koluna nazikçe dokundu.

“Bir daha görüşmeyeceğin biri için fazla endişe etmemelisin sarışın. Ne de olsa bir saat sonrasında yüzümü unutacaksın.” Yutkundu kız. Kumral haklıydı. 

“Gitmemi mi istiyorsun?” O kadar kısık demişti ki sadece ikisi duyabilmişti dediğini. Kumralın soğuk yüzünde bir mimik belirmişti ama ne olduğu yine anlaşılmıyordu. Dudaklarını ıslattı ve kızın suratına yaklaşıp gözlerini yüzünde gezdirdi.

“Git sarışın.” Kızın aniden gözleri kapandı ve yere düşüyorken kumral yakaladı.

“Sa- sarışın. Ka- kalk neyin var?” Kızın yanaklarına hafifçe vurup ayıltmaya çalışırken güldüğünü gördü kızın, ardından gözlerini açtı ve kumralın kucağından doğruldu.

ÇERÇEVEYE ASILAN RUHLAR (+18)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon