XXXIX- "Su Parmaklıkları"

217 95 413
                                    

39. BÖLÜM
''Su Parmaklıkları''

Dili silah; sözü zehir peri.
En acı yara aşk mı?

Sırtındaki acı değil; bıçağın içeride çevrilip durması acıtıyor kadını. Öyle ki bu bıçak sevdiği adam tarafından geçti, göğüs kafesinin tam ortasına.

Merden, demek istedim. Merden, bazen en acısı azılı katil tarafından değil; tanıdığını sandığın tarafından namlunun sana çevrilmesidir.

Tetiği yaş olur gözüne, mermisi el.

Sanrılar,
Çığlıklar,
Varoluşlar.

İyileşmeye çalışan bir kadın,
Zehirlenirse sevdiği adamı kaybedecek bir kadın,
Sırtına binlerce bıçak yarası açan bir adam,
Kalpsiz bir adam.
Sen kendi yuvanı deştin, kalpsiz Adanır.
Sen kalpsizsin.

Soğuk demirler tüylerimi ürpertirken suçları reddetmekten bitap düşmüş bedenim duvara yaslıydı. Polisi gördüğümde ayağa kalkmak istedim ancak onlara ne dersem bana inanmayacaklardı. Orada uyandığımda avucumda silah, önümde ceset vardı. Sevdiğim adamın sesinden sonra polis sirenleri çınlamıştı kulaklarımda. Sadece, bu. Bu kadar.

Sesini duyduğum an başımı kaldırdım ve parmaklıklara yaklaştım.

''Bana bak! Bana bak halimi görmüyor musun? Ellerini tuttuğun kadını ellerinle parmaklıklar ardına attın.'' Yüzünü döndüğünde adımları da bu tarafa döndü. Göz altları mor, içi ise kan çanağıydı. Kanı andıracak kadar kırmızı. Sol elinde sargı vardı ve kan üzerine işlemişti. Gözlerimin içine baktığında elimi sertçe demirlere geçirdim.

''Atlas!'' Yüzüme buz gibi bakıyordu. Duygudan yoksun bir duvardı bana. İçten içe deliriyordum. Dizlerimin bağı tamamen çözülmüş, beni taşımıyorlardı artık.

''Atlas,'' dedim. ''Dur. Ne olursun dur. Görmüyor musun? Can çekiştiğimi göremiyor musun? Nefes alamıyorum.'' Ellerimle boynumu tuttum ve oksijen için dilenircesine başımı kaldırdım. ''Herkesi gören maviliklerin bir bana mı kör? Bir bana mı sağır kulakların?''

Beni umursamadan önce gözlerini çekti gözlerimden, sonra bedenini. Nezaret parmaklıkları el olup boğazımı sıkıyordu.

Tuttuğun silah değil; nezaret parmaklıkları.
Şarjörü mermi değil; kalbimin yılanları.

Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. -Kürk Mantolu Madonna

Odada yankılanan ayakkabı topuğunun tıkırtısından zevk alan adam ceketini omuzlarından attı. Gevrekçe gülerek geniş koltuğuna oturdu ve gömleğinin düğmelerini açarak sıvadı. Ayakta duran genç adama cevap bekliyormuşçasına baktı.

''Aralarını bozduk patron. Plana geçilsin mi?''

Saatler sonra

Kilit ile anahtar birleşmesi koca nezarette yankı yaparken gözlerimi araladım. Kendimi hissetmediğim kadar yorgun hissediyordum çünkü bu artık sadece fiziksel bir yorgunluk değildi.

''Ne oluyor?'' Polis ciddi bir ifadeyle kapıyı açarak bana döndü.

''Serbestsiniz.''

ÇERÇEVEYE ASILAN RUHLAR (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin