XXXII- ''26 Temmuz''

473 269 433
                                    

32. BÖLÜM

''26 Temmuz''

Miladı baştan yazacak o güne girmiş bulunmaktaydık ki yoğun mide bulantısı ile yataktan kalktım. Yanımda hala uyuyorken kendimi bir çırpıda banyoya attım ve kapıyı kapattım. Klozete eğilerek öğürmeye başladığımda midem ağzımda gibiydi. Her şeyi kusarak rahatladığımda üşütmüş olabileceğimi düşündüm. Yüzümü yıkayarak derin nefesler aldım ve banyodan çıkıp mutfağa yönelttim adımlarımı. Bir bardak su doldurup aralıklarla içtim ve rahatlamaya çalıştım. Boğazımda kalan o yakan tat hala midemi karıştırmaya yeterken yüzümü buruşturdum. Bir yudum daha alarak bardağı tezgaha koydum ve yüzümün sıcaklığının normal olmadığını hissettim. Resmen cayır cayır yanıyordum ve yukarda yüzümü yıkarken soğuk su yüzümü yakmıştı. Onun aksine bedenim tir tir titriyordu. Çok üşüyordum. Daha fazla kötüleşmeden üzerime yağmurluğumu giyip telefonumu aldım ve kekeleyerek de olsa bir taksi çağırdım. Kısa süre sonra kornaya basarak geldiğini belli eden taksiye binerek, şoföre en yakın hastaneye gitmek istediğimi söyledim. Bu sıcakta neyin üşütmesiydi bu? Evet yağmur yağıyordu ve ağaçları yerinden sökecek kadar fırtına bile vardı. Ama hava asla soğuk değildi. Midem arabanın durup kalkmasından yine bulanmaya başladığı an elimi ağzıma götürerek kusmamam gerektiğini kendime hatırlattım. Tutmalıydım kendimi. Şoför dikiz aynasından gördüğünde ''Abla kenarda durabilirim. İyi misin?'' dedi. Orta yaşlarda, esmer bir adamdı. Elimle işaret ederek devam etmesini söyledim ve ''İyiyim.'' diye mırıldandım. Kısa süre sonrasında hastaneye vardım ve ücreti ödeyerek kendimi acil kapısından içeri attım. Başım ayakta kalmamı engelleyecek kadar dönmeye başlamıştı ve bilincimi kaybettiğimi hissediyordum. Duvardan tutunarak net göremediğim hastaneyi incelerken gözlerim kapandı.

Uyandığımda bir hastane yatağındaydım ve kolumda serum takılıydı. Aralık kapıdan uyandığımı fark eden hemşire tebessüm ederek yanıma ilerledi ve serumu kontrol etti.

''Merak etmeyin gayet iyisiniz. Doktor birkaç şeyden şüphelenerek test yaptı ve birkaç saat sonra sonuçlar çıkacaktır. Serumunuz bittikten sonra çıkabilirsiniz. Sonuçlar sizi arayarak söylenecektir. Geçmiş olsun.'' Genç hemşire odadan çıktığında serumun dibinde olduğunu gördüm. Cebimde telefonu aradığım sırada evde unutmuş olabileceğim aklıma geldi. Ya da düşürmüş olmalıydım. Atlas'ın haberi var mıydı? Uyandıysa merak etmiş olmalıydı ama saat kaçtı ki?

Saatler sonra aramamı yanıtladığında sinirle ama bir o kadar da korku ile telefonu kulağıma dayadım. ''ZELAL!'' Telefonun ucundan tanımadığım bir erkek sesi geldiği an tüm hücrelerim bir savaş içine girdi. Kalbim korkudan atmayı durdurmuştu bunu hissedebiliyordum.

''Merhaba.''

''Siz kimsiniz? Zelal nerede?!''

''Adı Zelal mi bilmiyorum ama bir kadın bugün taksimde cep telefonunu unutmuş. Ben de tam şu an bulmuştum. Siz aradınız.''

''Nasıl takside? Nereye götürdünüz?''

''Şu cadde üzerindeki hastaneye.''

''Siz ne diyorsunuz? Neyi vardı neden hastaneye gitti?!''

''Bilmiyorum beyefendi. Ama araçta da midesi bulanıyordu. İndiğinde arkasından biraz baktım sanırım başı dönüyor olmalıydı çünkü yalpalıyordu. Ama hastane kapısında olduğundan umursamadım.''

ÇERÇEVEYE ASILAN RUHLAR (+18)Where stories live. Discover now