XXXVIII- "Gök"

240 92 1.1K
                                    

38. BÖLÜM
''Gök''

''- Bu gece günceme yazacağım.
+ Neyi?
- Ateşten eli yanan çocuğun ateşi sevdiğini.''
Oscar Wilde, Dorian Gray'in Portresi.

Saatler önce

''Zelal.'' Baş ağrısı ile açtığım gözlerim göz kapaklarımın altında eziliyordu. ''Güzelim, hadi kalk.''

Tanıdık ses.

Şiddetli bir gök gürültüsü ile yerimden sıçradığımda Atlas kaşlarını çatmış gökyüzüne bakıyordu. Yağmur damlaları camı dövercesine çarparken üzerimdeki kalın yorganın beni ne kadar terlettiğini fark ettim. Beynim hala zonkluyordu.

Neler olmuştu? Neden burada, bu halde uyanmıştım?

Gözlerimi kapatıp hatırlamaya çalıştığım an önce sesler geldi; ardından görüntüler.

Su. Deniz. Kıyı. Maske... Ateş.
Silah.

''Daha iyi misin?'' Sorusu ile bakışlarımı ona çıkardığımda kaşlarım çatıldı. Ona kızacağımı biliyordu.

''Sen nasıl yaparsın? Nasıl yaparsın Atlas? Bizi nasıl bana sormadan denize çekersin?'' Doğruldum ve yakasını tutarak sirkelemeye çalıştım. Yerinden oynamıyordu.

Su.
Deniz.
Ben... boğulurum.
Ben yüzemem ki.

''Sen beni boğmak pahasına nasıl oraya itersin?!'' Kollarımı tuttu ama hızla geri çektim.

''Seni tutuyordum, Zelal. Kollarımdaydın.'' Göğsünden ittirdim.

''Beni tutman denizden korkuyor olmam gerçeğini değiştirir mi?!'' Üzerime eğildi. Benim aksime sakindi.

''Atlamak yerine seni onlara vermek daha mı iyiydi?''

''Evet!''

Gözlerim dolmuştu. Gözlerim dolmuştu ama kendimi tutmalıydım. Güçsüz görünmek istemiyordum. Ayağa kalktım. Arkamı döndüğüm an bileğime dolanan el ile sert bir yere çarptım: göğsü. Kokusu ciğerlerime dolarken ona karşı çıkmak için geri çekilmek istedim ama beni o kadar sıkı sarmıştı ki kımıldayamadım. Şefkatli kolları o kadar iyi gelmişti ki... ama korkumu üzerimden atamıyordum. Kimse bilmiyordu işte. Kimse.

''Denizden bu denli korktuğunu bilmiyordum.'' diye fısıldadı, sıcak nefesi boynuma değiyordu. ''Özür dilerim.''

Onunla barışmamıştım. Geri çekilmeliydim.

Gök gürültüsü.

Kollarının arasından sıyrıldığımda gözlerimdeki özlemi bastırarak arkamı döndüm.

''Bir insanı kırdığında üzerini özürle kapatamazsın. Bu o kadar kolay değil.''

Üstümdeki nemli kıyafetleri umursamadan çantamı aldım ve merdivenlerden aşağı indim. Kapıdan çıkıyordum ki bileğimi yakaladı.

''Ne var?'' Kaşları çatıldı.

''Zelal sakin olur musun?''

ÇERÇEVEYE ASILAN RUHLAR (+18)Where stories live. Discover now