22. GEÇMİŞ

80.8K 3.7K 1.3K
                                    


İçeri girince ufak çaplı bir şok yaşadım. İçerisi hem çok büyük, hem de boştu. Sadece çalışanlar ile mekanın tam ortasına kurulmuş büyük bir masa ile orada oturan Fırat ve çağrı vardı. Ayrıca ben hayatımda bu kadar çok korumayı ilk defa görüyordum.
Polat bir şey demeden o masaya doğru ilerledi. Arkama baktım, acaba kaçıp gitmem mümkün mü?

-Asya gel buraya!

Polat'ın bağırışı yankılanınca sesli bir küfür savurup onlara doğru ilerledim.
Polat da Fırat'ın karşısına oturmuştu.

-yine karşılaştık tesadüfe bak!

Çağrının alaylı sesini duyduğumda ona hareket çekmemek için kendimle büyük bir savaş verdim.
polat yanını işaret edince derin bir nefes verip oturdum. Çağrı tam karşımdaydı.

-eee neden getirildim buraya? Eğer mesele şey ise rüşvet verip susturabilirdiniz.

Dediğimde çağrı şaşkınca baktı.

-kızım sen ne kadar para göz bir şeysin, ayıp ya insan önce bir hal hatır sorar.

Çağrının dediği şeye göz devirdim.

-üzgünüm unutmuşum, nasılsın organ mafyası?

Dediğimde hafifçe güldü. Polatın anlamazca kaşları çatılmıştı. Fırat ise düz bir ifadeyle bizi izliyordu.

-iyiyim organlarını alıp da satamadığım kız.

Dediğinde yutkunup bakışlarımı ondan çektim. Her ne kadar kan bağımız olsa da hiç birine güvenmiyordum.

-her neyse ben acıktım, buraya bakabilir misiniz!

Çağrının bağırmasıyla hemen genç bir garson geldi.

-buyurun efendim?

Dedi, çağrı çocuğun omzunu tuttu.

-aslanım sen burayı donat, ne varsa getir.

Anladık zenginsin!

-peki

Deyip gitti. Çağrı geri bana döndü.

-biliyorsun ki artık senin abinim, ne istersem yapabilirim, mesela geçen seferin intikamını alabilirim.

Dedi ve sırıttı. Kaşlarımı çattım.

-kan bağımız var diye abim olmuyorsun, bu yüzden sakın saçma bir şey yapmaya kalkışma!

Dediğimde daha da sırıttı.

-tamam öyle olsun, ama unutma müşteriler hala bekliyor, her ne kadar abin olsam da para önemli. Her an seni kaçırıp organlarını alabilirim.

Korktum aq. Boğazımı temizledim ve ona cevap vermeyip telefonumu çıkardım.

-sen bana yine mi trip atıyorsun?

Diye sorunca kafamı kaldırdım.

-he ben de zaten işsizim, ikide bir sana trip atıp eğleniyorum.

Dedim alayla, tek kaşı kalktı.
Yemekler gelmeye başladı.

-tamam susun.

Dedi Polat arkasına yaslanırken. Birden telefonumun çalmasıyla ödüm patlamıştı. Bu zil sesini en kısa zaman da değiştirmeliydim.

-Demek Beşiktaşlısın, neyse ki takımdan kurtarıyorsun.

Çağrıyı duymazdan gelip telefonu açtım ve kulağıma götürdüm. Bu arada yiğit arıyordu.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin