33. KARAKOL

70K 3.1K 1.3K
                                    

Multimedya:Araf soykan

"üzülme be Fırat, şu 29 yıllık hayatında bir aksiyon yaşadın çok mu? Alt tarafı karakola düştük, sonra da magazinciler seni yakaladı çok da büyütme yani." Dedim çok bilmiş bir edayla. Fırat abiye sıkılmasın diye tüm tecrübelerimi aktarmıştım.

Cemil ve ezgiyi dövdükten sonra ne mi oldu? Tabii ki de polis abiler tam kavganın ortasında gelip ikimizi almıştı. Karakola geldiğimiz de nedense bir sürü magazinci Fırat abinin yanına toplanmıştı.

Ben alışık olduğum için polis abilerle sohbet etmiş, sanki çok rahat ve güzel bir yere gidiyormuşum gibi davranmıştım. Fırat abi şu an karşımda oturuyordu. Dirseklerini dizlerine dayamış, gözleri kapalı bir şekildeydi. Ve oldukça gergin duruyordu.

Tam konuşacağım sırada Fırat abi gözlerini açıp bana baktı. "Asya, yeter güzelim. Tamam sakinim ben, sadece sessiz ol yeter." Dedi salağa anlatırmış gibi. Kollarımı birbirine bağladım.

"İyi konuşmam, inşallah boy boy fotoğrafların magazinlere düşer abi!" Dedim küçük bir sinirle. Fırat abi hafifçe güldü. Ardından sabır dileyip gözlerini kapattı.

Adam manyak, ruh hastası resmen. Anlaşıldı kime çektiğim.

Yalnız harbiden merak ediyorum, gerçekten karakola girerken Fırat abinin fotoğrafları çekildi ya, magazinlere düştüyse eğer... Umarım filmlerde gördüğüm gibi işleri aksamaz.

Tek bildiğim şey, bu tarz olayların iş dünyasın da çok büyük bir etki yarattığıydı.

ALLAH kurtarsın Fıratcığım.

Neyse sen iflas edersen Meriç abi var, onunla gül gibi geçinip gideriz.

Saçma düşüncelerimi kafamdan kovup gelen giden var mı diye baktım. Bir tane memur abi gelip kapıyı açtı.

"Fırat bey çıkıyorsunuz, buyrun lütfen." Fırat abi sesi duyar duymaz ayağa kalktı, gelip beni de kaldırdı.

Fırat abi hiç bir şey demeyip çıktı ve koridor da yürümeye başladı. Peşine takıldım.

Koridorun başında gördüğüm kişiyle küfür edip geri geldiğim yöne doğru koştum. Memur abi tam kapıyı kapatacekken içeri girdim. Kaşlarını çattı.

"Abi Allah rızası için şu kapıyı kapat, vallahi ses falan çıkarmam hem ben daha cezamı çekemedim. Eğer dışarı çıkarsam gider yine birini döverim hadi kapat lütfen" dedim bir çırpıda, anlamazca baktı.

Koridorun başında, 2 tane takım elbiseli adam, babam, bir Polat, bir aral ve bir de Meriç abiyi beklemiyordum.

"Asya!" Polat'ın sesini duyduğum da memur abiye döndüm. "Hakkını helal et abi, bir duanı alırım." Dedim ve yine yürümeye başladım.

Onlarla hiç karşılaşmak istemiyordum çünkü kesin bir şeyleri anlatmak zorunda kalacaktım. Mesela cemil piçinin 17 yıl boyunca bana neler yaşattığını.

Babamların yanına geldiğimde durup hafifçe başımı eğdim. Zaten karakola düşerek yeterince rezil olmuştum.

Babam bir an da beni kendisine çekip sarıldı. "Kavga ettiğini duyduğum an da... Sana bir şey olmuş düşüncesi beni mahvetti. İyisin değil mi presnsesim." Şimdilik evet.

"Evet iyiyim." Dedim sessizce. Babamdan ayrıldığımda meriç abi sarıldı. Birkaç saniye sonra benden ayrıldı.

Yine aynı sessizlikte dışarı çıktık. Arabaların yanına gelince durduk. "Bu konuyu evde baştan anlatacaksınız." Dedi babam Fırat abiye bakarak.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Where stories live. Discover now