39. DOKTOR

54.8K 2.6K 1.4K
                                    

Selamm, bugün bir okuyucumun doğum günü ve ben bu bölümü ona armağan etmek istiyorum. İyi ki doğdun güzellik. Umarım diğer yaşlarında da çokça mutlu olursunn.

Bir kurguya daha başladımm, ona da bir şans verirseniz çok süper olur. Her neyse iyi okumalarr.

Öksürerek gözlerimi açtım. Olanlar aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum. O kibar adamlar güney, Furkan ve yiğiti bayıltmış ardından da onları orada bırakıp beni şu an içerisinde bulunduğum büyük boş depoya getirmişlerdi. Ve ne zaman bayıltıldığımı hatırlamıyordum.

En son bir depoya geldiğimde sonuçlar hiç iyi olmamıştı. Özellikle Polat abi açısından.

Bir sandalyeye çok sıkı olmayacak şekilde bağlanılmıştım.

"Hey! Kimse yok mu!? Abi ALLAH rızası için gelip bir şeyler deyin ya!" Diye bağırdım. "Bakın siz bizimkileri tanımıyorsunuz galiba! Mafya abilerim ve piskopat, daha tanımadığım bir dedem var! Valla burada olduğum öğrenilirse öbür taraftan kendinize yer ayarlayın!" Diye bağırdım bir kez daha. Oflayarak iplerden kurtulmaya çalıştım.

"Boşuna uğraşma." Tanıdık bir ses duymamla gözlerim kocaman açıldı. "Hassiktir ne oluyor?" Deyip başımı sesin geldiği yöne çevirdim. Karşımda gördüğüm yüzle ağzım açık kaldı.

Araf'ta benim gibi bir sandalyeye bağlanmıştı. Ve kaşı patlamıştı.
Büyük depoda onunda olması kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Oysa ben kendi kendime kurtulma fantezisi yaşamayı planlıyordum.

"Senin burada ne işin var? Hadi sen yine birilerini dövüp bıçaklamışsındır da neyse, benim burada ne işim var?" Diyerek en mantıklı soruları sordum.
Hafifçe güldü. "Bu sefer bir şey yapmadım... Gerçekten." Dedi hafif sitemle. "Salak! O zaman biraz saksıyı çalıştırıp neden burada olduğumuzu bulmaya çalışabilirsin he?" Dedim alayla. Derin bir nefes aldı. "Üzgünüm bununla uğraşamam, hatta ben biraz uyurken sen neden hem bizi kurtarmaya çalışıp hem de neden burada olduğumuzu bulmaya çalışmıyorsun?" Dedi o da alayla. Göz devirdim.

"Lan farkındaysan dağın başındayız, belki de 45 yerimizden bıçaklanıp ağaca asılabiliriz." Diyerek saçma bir teori öne sürdüm. Bana ciddi miyim diye baktı. "Hadi ama Asya, daha mantıklı düşün. Böyle basit bir şey yapmazlar, en fazla geceyi bekleyip bizi kurtlara verirler. Sonuçta ormandayız, her an her şey olabilir." Dedi ciddi bir sesle. Başımı yana yatırıp baygın bakışlarımı gönderdim. "Benimki daha mantıklıydı." Dedim oflayarak. Gözüm kaşına kaydığında gözümle onu gösterdim. "Sahi orana ne oldu? Dayak mı yedin?" Dedim alayla. Başını aşağı yukarı salladı.

"Sende kendinden 10 kat iri, bodyguard olan birine kafa tutarsan böyle şeylerin olması normal olur tabii." Dedi sırıtarak. Düşünürmüş gibi yaptım. "Yok o kadar da akılsızlık etmem, sonuçta hangi aptal bunu bile bile bir bodyguard'a kafa tutabilir ki?" Dedim bu sefer bende sırıtarak.
Araf bana ters ters baktıktan sonra başını yana yatırıp kapıya doğru baktı. Bende oraya baktım. Sadece sesler geliyordu.

"Ya harbiden biz ikimiz ne alaka?" Dedim sitemle. "Sonuçta ortak noktamız ne ki böyle bir şey yaşıyoruz? Bana sakın o psikopat ergen kavgacı arkadaşlarının sebep olduğunu söyleme." Dedim ona bakarak. Cıkladı. "Yok yemez. Yani o piçler böyle bir şeye kalkışamazlar." Bir şey demedim. Birkaç saniye sonra içeriye birkaç adam girdi. En önde 30-40 yaşlarında göbekli bir adam vardı.

"Ulan şerefsiz herifler, hadi beni abim için getirdiniz neyse bu kızın burada ne işi var?!" Dedi Araf hafif yüksek bir sesle. Abisi mi? Siktir lan n'oluyor?

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin