47. ARAF

42.4K 2.1K 1.2K
                                    

Multimedya: Fırat Zadeoğlu
İyi okumalar.

Bu arada, şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm olabilir. Zor bitirdim ldjdksbd.

"Hı?" Dedim yavaşça ona dönerek. Yutkundu,

"Sadece evet ya da hayır. Sevgili yani işte..." O kadar gözlerini kaçırmış ve kelimeleri zor toparlamıştı ki, ben ne tepki vereceğimi bilmiyorum.

"Araf..." Diye mırıldandım. O sırada bir çocuk yanımıza geldi, "maç başlıyor, gel." Dedi ve geri gitti. Araf birkaç saniye sonra kendine gelip,

"Sadece kısa bir cevap, net olsun. Hayatımda ilk defa böyle bir teklifte bulunuyorum." Durdu ardından, "Her neyse. Ben maçtayım." Dedi ve aniden yanımdan geçip gitti. Arkasından baka kaldım.

Benimle çıkar mısın?

Benimle çıkar mısın?

Benimle çıkar mısın?

Bu sözler kafamda yankılandı. Birçok kere bu teklifi almıştım ama hiç böyle derin hissedip uzun süre bekleyip tepki vermemiştim. Ne yapmam gerekiyordu?

Her şeyden önce, ben Araf'a karşı ne hissediyordum? Durgun bir halde soyunma odasından çıkıp arka bahçeye çıktım. Şimdilik herkesin olduğu yere gitmek istemiyordum. Düşünmeye ihtiyacım vardı.

Acaba annem ne tepki verirdi? Bu tarz şeyleri sadece şakasına Yiğit ile paylaşırdım. Başka kimse ile değil.
Arka kapının mermer merdivenlerinden birine oturdum.

Evet Araf yakışıklı biri, onun yanında neden heyecanlanıyordum? Oflayıp saçlarımı karıştırdım.

"Of defol git Cem! Resmen beni ekip arkadaşlarınla PlayStation oynamaya gitmişsin, hayır yani ben gitsem 1 hafta on gün bana trip atarsın."

Bir kızın yanıma oturup telefonla konuşmasıyla ona baktım. Sinirli görünüyordu. "Kapatıyorum." Dedi ve kapattı. "Salak." Diye mırıldandıktan sonra kız bana döndü. Sinirli ifadesini yok edip, "selam." Dedi gülümseyerek.

"Selam." Dedim bende. "Kusura bakma, yanında sevgilimi azarlamış olabilirim." Dedi samimi ve mahçup bir tavırla. Kahretsin, o kelimeyi henüz duymaya hazır değildim.

"Sen iyi misin?" Diye sordu benim ifademi gördükten sonra. Derin bir of çekip, "Maalesef hayır. Bak şimdi seni tanımıyorum ama bir şey soracağım. Gerçekten birinin düşüncelerine ihtiyacım var." Dediğimde anlayışla bakıp, "tabii ki, buyur lütfen." Dedi.

"Az önce birinden çıkma teklifi aldığını düşün, ama bu çocuk aşırı gıcık, serseri tipli ve önceden onu dövdüğün çocuk olursa ne yapman lazım? Üstelik dünya da en son ama en son onunla sevgili olacağını düşünürsen... Of!" Dedim en sonunda. Kız hafifçe güldü. Ona şaşkınca bakarken, "Az önce konuştuğum sevgilim, galiba azıcık o kriterlere uyuyor. Eğer yine de öyle bir şey yaşasam, ilk ciddi olup olmadığına bakardım. Yani ciddi derken, gerçekten seviyor mu? Bunu anladıktan sonra kendi hislerimi anlamaya çalışırdım. Mesela ben önceden Cem'in yanında ara sıra heyecanlanırdım. Bana temas ettiğinde içimde at koştururdu sanki. O ise sürekli benim güzel olmadığım hakkında ya da başka şeyler hakkında dalga geçip beni çok pis sinirlendirirdi. Bunu sorduğumda ise sinirli halimi sevdiğini söylemişti. Sonra da bir şekilde sevgili olduk işte. Ay neyse çok uzattım, şimdi o çocuk seni seviyor mu?"

Dediğinde durakladım. "Bilmiyorum." Diye mırıldandım. "Yani beni cidden aşırı sinir ediyor, ama mesela başka birileriyle takıldığımda ya da bana bulaşan olduğunda hemen müdahale ediyor. Hatta onu o zaman dövesim geliyor. Ben ise... Bilmem, ilk defa bir çıkma teklifinde bu kadar derin ve garip hissediyorum." Dediğimde parmaklarını şıklatıp gülümsedi. "Bu çocuğu kaçırırsan eğer çok pişman olacaksın kızım!" Dedi heyecanla. Aniden gaza gelmemle, "öyle mi diyorsun?" Deyip ayağa kalktım. "Öyle diyorum, her ne kadar görmesem de anlattıklarından sonra birbirinize aşık olduğunuzu anladım."

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin