35. ŞAKA

64.7K 2.8K 689
                                    

Multimedya:Efe Zadeoğlu

"ay sakinim tamam, hele bir uzaklaşın şöyle." Dedim şakaklarımı ovarken. "Ama o iyi değil mi?" Dedim kafamı kaldırıp Fırat abi'ye bakarak. Burukça tebessüm etti. "Çok şükür iyi güzelim, şerefsiz içip araba kullanmsaymış şu an o odada yatmazdı." Dediğinde derin bir nefes verdim.

Birileri Polat'ı arayıp Çağrının kaza yaptığınız söyleyince hemen hastaneye gelmiştik. Tabii ki de ağlamaktan bir hâl olmuştum, yine birine bir şey olma düşüncesi beni mahvetmişti.

Neyse ki Çağrı iyiydi. Dediklerine göre alkol alıp araba kullandığı için bir yere çarpmış, omuzundan çok büyütülmeyecek bir hasar almıştı.

Şu an hastane koridorundaydık, nedense hepsi soğuk kanlıydı. Bir tek Efe ve ben büyük paniklemiştik. Hatta sonradan o sakinleşmişti ama ben çağrıyı gördüğüm zaman zar zor kendime gelmiştim. Annem bile  kendini bırakmış, beni sakinleştirmeye çalışmıştı.

Ve bu sefer emindim, beni kesinlikle psikoloğa götüreceklerdi çünkü ben bile kriz geçirip geçirmediğimi anlamamıştım. Ağlamaktan ve stresten gözlerim ile vücudumun bazı kısımlarını çok kastığımdan dolayı acıyordu. Tabii ki annemlerin bundan haberi yoktu. Tek istediğim çağrının iyi olduğunu bir kez daha görüp eve gitmekti.

O sırada Meriç abi çağrının kaldığı odadan çıkıp yanımıza geldi.
"Çağrı yarına kadar burada dinlesin, ben de nöbette olacağım zaten. Siz de artık eve gidin. Bir sorun yok." Son cümlesini bana bakarak küçük bir tebessümle söylemişti.

"Pekâlâ bugün herkes yeterince yoruldu, doğrudan eve geçiyoruz." Dedi babam.

^^^

Eve gelir gelmez kendimi odama atıp sıcak ve kısa süreli bir duş almıştım. Şimdide pijamalarımı giymiş, elimde saç kurutma makinesi ile yatakta oturuyordum.

Saçımı kurutmaya bile halim yoktu. Fakat böyle yatarsam sabaha çok rahatsız ve berbat bir halde uyanırdım. Bugün hep yaptığım gibi başımı ovup derin bir nefes aldım.
O sırada odanın kapısı açıldı, kafamı kaldırdım. Fırat abi gelmişti.

Yavaş adımlarla yanıma gelip oturdu. Hemen yanımda olduğu için başımı geniş omuzuna düşürdüm ve gözlerimi kapattım. Fırat abi saçlarımı öpüp başımı kaldırdı. Gözlerimi biraz araladım. Çok uykum vardı. "Saçlarını kurutup seni yatıralım." Dedi ve ayağa kalkıp saç kurutma makinesini aldı, karşıma geçip nazik dokunuşlarla saçlarımı kurutmaya başladı. Bu benim çok işime geldiği için itiraz etmemiştim.

Birkaç dakika sonra işi bitmiş olacak ki makineyi kapatıp masanın üstüne bıraktı. Daha sonra beni kucağına alıp yatağa düzgün bir şekilde bıraktı. diğer yanıma uzanıp başımı göğsüne yasladı. Polattan dolayı bu harekete alışıktım, fakat yine de garip hissettirmişti.

"İyi geceler." Deyip saçlarımı öptü. "Sana da." Diye mırıldanıp gözlerimi kapattım.

Neden yanımda yattığını sorgulayamayacak kadar yorgundum.

•••

Gözlerimi yavaşça açtım. Güneş çoktan doğmuştu ve ben kendimi çok aç hissediyordum.

Fırat abi yanımda yoktu, bunu umursamayıp ayağa kalktım ve banyoya girdim. İşlerimi halledip çıktım. Odanın kapısının açılması ile bakışlarımı oraya çevirdim.

Çağrıyı gördüğümde gözlerim kocaman açıldı.

"Uyanmışsın," deyip yanıma geldi. Omuzu sarılmıştı, siyah bir kolluk takıyordu. "Senin hastane de olman gerekmiyor mu?" Diye sordum. Gülümsedim. "Hayır güzellik, yani aslında evet ama sıkıldım orada." Rahat bir nefes verdim. "Neden akşam akşam alkol alıp araba kullanıyorsun? Canına mı susadın?" Diye sordum küçük bir kızgınlıkla. Sırıttı.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin