25. HASTANE

75.3K 3.5K 865
                                    

Selam! Ben artık konuşma çizgisi kullanmamaya karar verdim. "..." Bu tarz yazacağım. Beğenmezseniz değiştirebilirim.

Hava kararana kadar çağrıyla beraber Fırat abinin ve onun eşyalarını toplamıştık. Çok eğlenceli geçmişti açıkçası.
"Eyvallah aslan parçası, aslında çalışanlar toplayacaktı ama sana toplatmak daha eğlenceliydi." Çağrının dediği şeyi birkaç saniye düşündüm. Övdü mü gömdü mü acaba? Derin bir nefes vererek ayağa kalktım. "Beleşe yapmadık herhalde, bu arada saat kaç?" Deyip çağrının odasından çıktım. O da peşimden geliyordu.

"baya bir zaman geçmiş, saat 20.30 abimler de gelmiş olmalı." Fazla büyük olmayan ama dekorasyonu aşırı güzel olan evin merdivenlerini inmeye başladık. Salona geldiğimiz de çağrının da dediği gibi Polat ile Fırat gelmişti. Fırat abi beni görünce gülümsedi. "Artık eve gidebiliriz değil mi?" Dediğimde yanıma gelip kolunu omuzuma attı ve kendisine çekti. Ardından dudaklarını saçlarıma bastırdı.

"Sen gidebilirsin güzelim, çağrıyla işimiz var." Dedi ve telefonunu çıkarıp bir şeyler yapmaya başladı. Polata baktım, her zamanki gibi soğuk ve ifadesiz bakıyordu. "Polat, sen Asya'yla eve geç. Biz sonradan geleceğiz." Polat sadece kafa sallayıp büyük kapıdan çıktı. Fırat abi kolunu çekip saçlarımı karıştırdı. "Hadi git bakalım, sonra görüşürüz." "Görüşürüz abi." Deyip kapıdan çıktım. Polat siyah bir Audiye yaslanmış bekliyordu. Yanına doğru yürüdüm. Beni görünce bir şey demeden arabaya bindi. Ben de fazla oyalanmadan arabaya geçtim.
Araba hareketlenince polata baktım. Galiba sessiz bir yolculuk olacaktı.

Hiç denecek kadar az arabanın olduğu yol da ilerliyorduk. Kendimi korku filminde gibi hissettim bir an.
"Siktir! Asya çabuk Fırat'ı ara!" Polat'ın dediği ile kaşlarımı çattım. "Ne?" Dediğimde arabayı daha da hızlı sürmeye başladı. "Çabuk dediğimi yap!" Bu halinden baya ciddi olduğunu anladığım da hızlıca telefonumu çıkarıp Fırat abiyi aradım. Lakin arabanın ani fren yapmasıyla telefon elimden fırladı. Kafamı kaldırdığım da gördüğüm görüntüyle dondum. Karşımız da iki üç tane araba ile bir sürü silahlı adam vardı. Aynı şekilde arkamızda da. Polat da belinden silahını çıkardı. "Asya sakın ama sakın arabadan çıkma, ben onları oyalayana kadar Fırat'ı ara!" Dedi sert bir sesle ve arabadan indi. Dışardan birkaç el ateş sesi gelince korkuyla telefonumu aldım. Elimin titremesini umursamayıp Fırat abiyi aradım. Hemen açıldı.

"Efendim güzelim?" "Abi bir sürü silahlı adam etrafımızı sardı! Issız bir yoldayız, korkudan öleceğim şimdi, abi yalvarırım çabuk gel!" Sesim yarı ağlamaklı çıkmıştı. Birden arabanın arka camının kırılmasıyla çığlık atıp telefonu düşürdüm. Yanımda ki kapı da açıldı, beyaz bir şeyin ağzıma bastırılmasıyla bilincimi kaybetmeye başladım. Son duyduğum şey adımın yankılanması ile silah sesiydi.

°•°•°•

Öksürerek gözlerimi açtım. Birkaç saniye içinde olanlar aklıma dank etti. Yine boş bir depo gibi bir yerdeydik. Sadece etrafta boş tenekeler, benzin kutuları falan vardı.

Gözlerim Polat'ı aradı. Karşı duvarda yaslanmış bir vaziyette gözleri kapalıydı. Bir saniye üstünde ki kan mı? Lütfen olmasın!
Hızlıca kalkıp yanına gittim. Üstü kan içindeydi, rengi de beyazlamıştı. Kahretsin vurulmuştu! Gözlerimin dolmasını umursamayarak nabzına baktım. Şükürler olsun ki atıyordu. "Gözlerini aç, lütfen!" Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Yavaşça gözlerini açtı. Çok kan kaybettiğini görünce üstümde ki ceketi çıkardım ve üstündekini sıyırıp yaranın olduğu yere bastırdım.
Yüzünü buruşturup inledi.

"Giy onu üşüyeceksin." Sesi duyulamayacak kadar az çıkmıştı, fakat yankı yaptığı için onu kolaylıkla duymuştum. "Saçmalama! Çok kan kaybetmişsin, lanet olsun nerdeyiz biz?!" Son cümlemi istemsizce bağırmıştım. Gözlerini kapattığında baya telaş yapmıştım. "Hayır! Aç gözlerini lütfen!" Derken gözümden bir yaş yanağıma süzülmüştü. Yavaşça gözlerini açtı elini kaldırıp baş parmağıyla yaşı sildi. "Seni yine ağlattım, merak etme seni buradan çıkardıktan sonra öleceğim." Dedi hafif bir tebessümle. Tam konuşacağım sırada demir sürgülü kapı büyük bir gürültüyle açıldı. İçeri birkaç tane adam girdi.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Where stories live. Discover now