26. SES KAYDI

74K 3.5K 978
                                    

Odama girer girmez oflayarak poşeti masanın üzerine bıraktım ve yatağa oturdum. Gerçekten Fırat abinin dedikleri beni çok üzmüştü. Ben çabaladığımı düşünüyorum her ne kadar psikolojimin bok gibi olduğunu bilsem de.

Telefonum çalmaya başlayınca düşüncelerimden kurtulup telefonu aldım. Abimin aradığını görünce gülümsedim bayadır konuşmuyorduk. Hemen açıp kulağıma götürdüm.

"Alo abi!" Dedim heyecanla. "Benim sümüklü böceğim ne yapıyormuş? Hayırsız kardeş ne zamandır da aramıyorsun." "Ah abi demek ki hiç aklıma gelmemişsin. Unutuldun be Taner." Dedim efkarlı bir sesle. "Demek öyle, sen sürekli gittiğimiz bir kafe varya oraya gelsene bir." Dediğinde kaşlarımı çattım. "Neden? Evin oradakine mi?" "Evet Asya, nedenini boş ver ve 15 dakika içinde orada ol." "abi yoksa...geldin mi?!" Diye bağırdığım da abimin kısık seste gülüşü geldi. "Belki de, çabuk ol hadi." Deyip kapattı. İçimde şu an tarif edilemez bir mutluluk vardı.

Aptal gibi sırıtarak ayağa kalktım ve dolabın karşısına geçtim. Bir kot pantolon ile siyah tonlarında ki baskılı sweatı çıkartıp giydim.

(İsterseniz giydikleri olarak düşünebilirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(İsterseniz giydikleri olarak düşünebilirsiniz.)

Yatağa oturup saçlarımı düzleştirdim. Parfümümü de sıkıp küçük çantamı aldım. Hazır olduğum da telefonumla beraber odadan çıktım.
Hoplaya zıplaya aşağı indim. Bugün pazar olduğu için kimse işe gitmemişti.

Beni fark ettiklerinde direkt babamla anneme baktım. "Ben biraz dışarı çıkacağım da birkaç saate gelirim." Dedim neşeli çıkan sesimle. Babam gülümsedi. "Tamam güzelim de nereye gideceksin? Seni bu kadar mutlu eden şeyi merak ediyorum." Gülümsedim. "Abim gelmiş, onunla buluşacaktım." Dediğimde abi takımının kaşları çatılmıştı her ne kadar Fırat abiyle göz göze gelmek istemesem de bu biraz zor oluyordu.

"Hayır izin vermiyorum, gidemezsin." Çağrının dediği şeye kaşlarımı çattım. "Asya hayır, otur oturduğun yerde." Polat'ın da konuşmasıyla sinirle bir nefes verdim. Tam söze girecekken annem engel oldu. "Karışmayın kıza, nereye isterse gidebilir. Canım çınara söyle seni bıraksın." Anneme gülümsedim. "Tamam annecim." Dedim ve kapıya doğru ilerledim.

"Ben bırakırım Asya'yı." Fırat abinin sesini duymamla ona döndüm. Tam itiraz edeceğim sırada çoktan yanıma gelip dışarı çıkmıştı. Ben de bir şey diyemeden peşinden çıktım.
"Gerek yok!" Dedim sert bir sesle. Beni takmayıp siyah Bugattiye doğru ilerledi. Oflayarak peşinden gittim.

Arabanın kapısını açıp sürücü koltuğuna geçti, ben de yanında yerimi aldım. Kemerimi takıp telefonumu çıkardım. Fırat abiyle zerre muhattap olmak istemiyordum.
Araba hareketlendi, o da sessizdi.

Aradan neredeyse 10 dakika geçmişti ve ikimiz de sessizliğimizi bu süre boyunca korumuştuk, sadece ona gideceğim yeri söylemiştim.

Arabayı birden sağa çekti. Kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Neden durduk?" Sesim oldukça ters ve sert çıkmıştı. Kemerini çıkarıp bana döndü. Derin bir nefes verip konuşmaya başladı.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin