14. BÖLÜM| HİSLER

54 3 0
                                    

Keyifli okumalar :)

.......................................................

Gözlerimi Pusat'tan, Ardıç'a çevirdim. Kıyamet kopacak herkes sığınaklara.

Bu kızı itin götüne sokup çıkarma zamanı gelmişte geçiyordu. Nezaketi falan siktir ettim. Benden günah gitti. Konuştuğumda kendi sesimi tanıyamaz hale gelmiştim.

''Sırf canımı sıkmak için.. Pusat'a olan zavallı ilgine karşılık alamadığından ve hatta kendini ön plana atmak için böyle adice oyunlara gerek var mı sence?'' Ağzımdan zehirli çıkan kelimelerle Ardıç gözlerini hızla Pusat'a çevirdi. Vücudu kaskatı kesilmişti. Ona doğru bir adım attım. ''Bana bak kızım.. Senin karşında salak bir kadın yok. Böyle çirkin oyunlar oynayacaksan da bir kaliten olsun ki uğraştığıma değsin.'' sesime kattığım ezikler tınıyla iyice düşen omuzları beni susturmaya yetmedi. Pusat'ın elinden ince dosyayı alıp Ardıç'a doğru fırlattım. Bakışlarını karnına çarpıp yere düşen dosyadan çekti ve yardım dilenircesine Pusat'a baktı. Pusat tek kelime etmedi. Gözleri buğulandı. Ah ne üzücü(!) ''Şimdi al saçma sapan teorini de siktir git evimden.'' cümlelerim bittiğinde odadaki kimseden çıt çıkmıyordu. Birkaç saniyenin ardından Ardıç yerdeki dosyayı da alarak koşar adımlarla salondan çıktı.

Pusat, ''Anka ben..'' cümlesini kestim. Pusat'ın bu konudaki sınırlarımın keskin olduğunu bilmesi gerekiyordu. Bu kadını ve hislerini Pusat'ın çevresinde istemiyordum. Ona aşık aşık bakmasını izlemeyecektim.

Yine de sesim az öncekine nazaran yumuşaktı. Gözlerimi gözlerine dikip, ''Benim iki görüşte anladığım şeyi anlamamana yada anlayıp göz yummana tek kelime etmeyeceğim. Bu kadını, aklındaki fesat düşünceleri istemiyorum. Bana bilenmişken beni koruyabileceğini mi düşünüyorsun? Ekibin falan umrumda değil. Bu kadın artık ekibinde değil, bu kadını 500 metre yakınımda istemiyorum, Pusat.'' Pusat'a arkamı dönüp Oğuz'a yöneldim. Oğuzla birlikte koltuğa oturduğumuzda, Pusat sert adımlarla evin dış kapısına yöneldi.

O çıkar çıkmaz.

Oğuz şaşkın sesiyle, ''Hasssiktiiiiir!! Kızım o neydi öyle?!!! Abiii!!! Ben olsam şehir değiştirirdim. Yok ülke falan değiştirirdim, cringe oldum valla. Kızı itin götüne soktun soktun çıkardın!!.. Abi şok içindeyim. Helal lan! kaşmere bak kıl beyniyle Anıl abiye bok atacak güya.'' Oğuz beni över gibi yaptığı konuşmalarına devam ederken ben sinirden titreyen ellerimi yok sayıp Blacky'i kucağıma aldım. Oğuz kendi kendine bir şeyler söylemeye devam ederken içimden deli gibi gülmek geçiyordu. Kanka gibisi fazla oldu. DELİRDİN. Sinirlerim bozulmuştu. Blacky yüz üstü yere çakıldığında fırsat bu fırsat diyip gülmeye başladım. Kendimi tutamadığım saniyelerde,

Oğuz, ''Neye gülüyoz? '' diyip bana katıldı. Oğuz çok salak ya. Bu beni daha çok güldürdü. Hatta gülmenin birkaç evresini geride bıraktığımızda -yani domuz gibi sesler çıkardığında dimi kanka- karnım ağrımıştı. Karnıma doğru eğilmişken koltuktan kayarak yere düştüm. Bu Oğuz'u daha da azdırdı. Kendini yere attı.. Yeri döverek gülmeye başladı. Şimdi de Oğuz malına gülmeye başlamıştım. Biraz sonra nefes vere vere susmaya çalıştığımızda gözümüze kapıdaki Pusat takıldı. Bize Oğuz görmüş gibi bakıyordu. Arkadaşının adını hakaret olarak kullanmanda ne biliyim? Pusat'ın yüz ifadesini görüp birbirimize baktığımızda yine gülmeye başlamıştık. En son ne zaman delirmişçesine güldüğümü hatırlamıyordum. Çok iyi gelmişti. Sonunda susabildiğimizde...

Pusat, ''Ben çıkarken ortamda elektrikler çatırdıyordu. Şuan slime kıvamına gelmişsiniz, neye güldüğünüzü sorabilir miyim acaba?''

Oğuz düşünceli gözlerle bana dönüp, ''Kanka biz neye güldük?'' dediğinde Pusat'ın yüzü dehşetlendi. Ancak verdiğim cevaptan sonraki kadar değil.

PUSATWhere stories live. Discover now