18. BÖLÜM| SENİN GÜNÜN

41 4 0
                                    

Keyifli okumalar <3

..................................................................

ANKA

Pusat'ın kullandığı arabanın ön koltuğunda dalgın bir şekilde camdan dışarı bakıyordum. Evdeki olayların üzerine her şeyi ayrıntılı bir şekilde konuşmuş, ben ve Oğuz emniyette ifade vermiştik. Aynı arabanın içindeki üç kişi şuan farklı evrenlere kapanmış, olan şeyleri sindirmeye çalışıyorduk. Pusat'ın içten içe kendini suçladığını biliyordum elimden bu saate kadar onu iyi hissettirecek hiçbir şey gelmemişti ancak şimdi bir şeyleri değiştirebilirdim. Böyle düşünmesini istemiyordum.

Başımı ona çevirdiğimde dışarıyı izlediğime lanet edecektim. Dağılmış saçları, kasılmış çenesi ve heybetli bedeniyle dikkatle araba kullanırken çok albenili duruyordu. Bakışlarımı fark etti ve bana döndü. Size yemin ederim kehribarlarının parladığını gördüm. Bu yüzümde bir gülümse oluşturdu. Pusat'ın çok güzel baktığını söylemiş miydim?

Gülümseyerek, ''Ne oldu güzelim? Neden öyle bakıyorsun?'' Nasıl bakıyordum ki? Kesin bakarken daldın gittin mal gibi göründün. Kesin.

Sorusunu şimdilik cevapsız bıraktım. Vitesin üzerinde duran elinde bir yüzük vardı. Pusat'ı tanıdığımdan beri o yüzük parmağındaydı. Gümüş ve işlemeli olan yüzüğün üzerinde kedigözü şeklinde turkuaz minik bir taş vardı. Elimi uzatıp yüzüğüne dokundum. Parmakları kıpırdaşarak parmaklarıma sarıldı. Sol elimde hala çıkarmadığım nişan yüzüğü vardı. Gözlerim Pusat'ın sol eline gitti. O da çıkartmamıştı. Ona belli etmemek adına gülümsememi silmeye çalıştım ama gördü.

Tekrar konuştu, ''Çıkartmayalım.'' Gözlerim tekrar parıl parlayan kehribarları buldu. Araba kullandığından bakışlarını çok kısa süre bende tutsa da içim gidiyordu.

''Çok yakışıklısın. Bu sinir bozucu.'' Dudağının kenarında bir tebessüm oluştu.

''Keşke sen de kendini benim gözümden görsen.'' Aynı tebessüm benimde yüzümde yerini aldı.

''Kusacağım şimdi.'' ve arabadaki üçüncü şahıs konuştu. Oğuz sabahki olayda 'Simurg' detayını öğrendiğinden beri gergindi. Aklımdaki kişinin olabileceğine ihtimal vermiyordu. Açıkcası aklımdaki kişinin beni oraya kapatmadığını biliyordum. Ancak abimin bana 'Simurg' dediğini bilen insan sayısı çok azdı bu sayede araştıracağımız insan sayısı da aynı oranda iki elin parmağına inmiş sayılırdı. Çember daralmıştı.

Ellerimi birleştirerek minik bir kase haline getirdim ve sırıtarak Oğuza döndüm.

''Kus kanka. Buyur.'' Ay sen cidden vizyonsuzsun.

Oğuzdan önce Pusat cevap verdi. ''Ankam valla kusacağım şimdi!!'' Pusat'ın ekşitmiş olduğu yüzüne bakıp gözlerimi kıstım. Beğenemedin mi kara uşak. Bu sefer birleştirdiğim ellerimi ona uzattım.

''Kus aşkım.'' derken sinsice sırıtıyordum. Pusat'ın yine midesi bulanır diye beklerken o bana anlamını çözemediğim bakışlar attı ve eğilip ellerime öpücük kondurdu. Kalbimin birden bire çok hızlı attığını hissettim. Ellerimi hızlıca kendime çektim. Küçücük öpücükle heyecanlandım ayol.

''Pusat Allah kitap aşkına eve hızlı sür. Eşyalarımı alıp şirkete bırakıp gözlerime kezzap dökmeye gideceğim. Kusacağım aşkınızdan ya.'' Tam ellerimi birleştirmiş arkaya dönüyordum ki Oğuz'un sert bakan gözleriyle karşılaşıp bu fikrimden vaz geçtim. Şimdi sinirlenip ciddi ciddi kusardı falan mazallah. Başımı soluma çevirdiğimde Pusat'ın sessizce bize güldüğünü fark ettim.

Tekrar Oğuz'a dönüp konuyu değiştirdim, ''Sana bir Kral dairesi yapmışım. Sunuma falan gerek yok oda kendi kendini sunuyor o derece efsane oldu. Eve geçelim göstereceğim hemen. Hem bilgisayar çizimlerini de hallettim minik minik birkaç ayrıntı kaldı. Güzelce dinlenebilirsin de.'' Oğuz'un yüzüne nur indi. Gözleri parladı bir pozitiflik geldi.

PUSATWo Geschichten leben. Entdecke jetzt