6.7

8.3K 544 198
                                    

selaaamm nabersiniz
size, çok özlediğiniz o karakterleri getirdim bu bölüm
hihihihihihi

model - sarı kurdeleler

🩺

Naz Yılmaz

"Part-time iş arıyorum işte şimdi ben de."

Alaz'ın evine taşınmamın üzerinden geçen iki günün sonunda normal hayatımıza geri dönmüş ve ben de kendimi üniversitemin kampüsünde bulmuştum. Öğle arasında koridorda denk geldiğim Miray ile birlikte anlaşıp Alaz ve Doğukan'ın yanına gelmiştik. Bahçedeki masalardan birine oturduğumuzdan beri Miray, Doğukan'dan alamadığı son gelişmeleri benden alıyordu.

"E çok güzel." dedi Miray. Ona şu anlık tek sorunum olan işsizliğimden bahsetmiştim. Biraz durup düşündükten sonra parmağını şıklattı. "Bak aklıma bir fikir geldi. Her türlü işi yapabilirim diyorsan gazetelerdeki ilanlara bakabiliriz. Bizim mahalledeki esnafla da konuşabilirim. Eminim uygun bir iş buluruz."

"Her türlü iş olmaz." dedi Alaz olaya benden önce müdahil olup. "Ücreti az olsa bile, az fiziksel güç gerektiren bir iş arıyoruz. Öyle boş zamanlarda yapılabilecek küçük küçük işler de olur. Okuluna da devam edecek çünkü bu süreçte, ikisi aynı anda onu yorar."

"Nereden bulacağız öyle bir işi sevgilim?" dedim hafif sitemli bir sesle. Okuldan sonra bir de işte çalışıp yorulmamı istemediğini biliyordum ancak ben bu kararı aldığımda yorulmayı da göze almıştım. Her ne kadar onunla birlikte yaşıyor olsam bile temel ihtiyaçlarımı da kendi paramdan karşılayacaktım. Daha fazla mahcup olmak istemiyordum. "Bu devirde kimse havadan para vermiyor. Sen her türlü iş ilanına bak, çalışırım ben."

"Tamam, bir haber gelirse ben sana söylerim yavrum."

"Teşekkür ederim Miray." dedim uzanıp masanın üzerindeki elini tutarken. Onunla tanıştığım için kendimi gerçekten şanslı hissediyordum. Uzun süredir tanışan, yakın arkadaşlar olmasak da bunu hissettirmemiş bu süreçte her zaman bana destek olabilmek için çabalamıştı. Hala da çabalıyordu. "Desteğin, yardımların, çaban... Hepsi için."

"Saçmalama canım lafı mı olur?" dedi ve elini çekip havada sinek kovar gibi bir hareket yaptı. Övgülerden ne kadar hoşlanmayan biri olduğunu kısa zamanda öğrenmiştim ama ona bunları söylemedikçe haksızlık ediyormuş gibi hissediyordum. "Arkadaşımsın sen benim. Şimdi yanında olmayacaksam ne anlamı var?"

Eskiden sahip olduğum arkadaşlık sadece iyi günler üzerine kuruluyken Miray bana bambaşka türden bir arkadaşlığı öğretmişti. Ben, Sıla ile mezuna kaldığım sene gittiğim dershanede tanışmış ve aynı üniversiteyi kazanınca en yakın arkadaş olmuştum. Uzun süredir tanışıyorduk ve birçok şeyi beraber yaşamıştık. Ancak onunla süre gelen bu arkadaşlığım bana kendimi, Miray'la olan kadar yakın hissettirmiyordu.

"Biliyorum. Ben sadece böyle şeylere alışık değilim. Kendimi bir şekilde hissetmeme neden oluyorsun."

"Karımın böyle bir etkisi var işte. Canım karım." Duygusal bir anın ortasında, Doğukan'ın sesinden duyduğumuz bu cümle bizi o duygudan çekip çıkarttı. Miray küçük bir kahkaha atarken ben dolmuş olan gözlerimi birkaç kere kırpıştırıp kuruttum ve Alaz'a baktım. O da hafifçe başını yana eğmiş şekilde bir ifade ile bana bakıyordu.

Uzanıp masanın üzerindeki elimi avucunun içine aldıktan sonra dudağını yaklaştırıp hafif bir şekilde öptü. Tüy kadar hafif öpücüğün ardından elimizi sandalyelerimizin arasında sallandırarak birbirinden ayırmadı. Gülümseyerek bakarken Miray'ın yüzünde yaşanan ani duygu değişimi yüzünden kaşlarım çatıldı. Arkamızdaki bir noktaya takılı kaldığında dönüp bakma ihtiyacı hissettim.

PSİKOLOG BEYWhere stories live. Discover now