5.6

37.5K 2K 1.1K
                                    

sürpriz yumurtadan fırlayan elülünüz geldi!
önceki bölüm :') bahsettiğim küçük değişikliği bölümün ilk satırında görebilirsiniz, haydi lafı uzatmadan başlayalım

ruth b. - dandelions
selena gomez - nobody

🩺

Alaz Akıncı

Apartmandan çıkan sevgilimi görmemle yüzümdeki gülümsemem genişledi. O da kafasını sağa sola çevirip kısa süre etrafına bakındıktan sonra bizi fark etmesiyle arabaya doğru ilerledi. Arka kapıyı açıp yanımdaki koltuğa otururken her zamanki neşesiyle "Selam herkese!" diye seslendi.

Doğukan ve Miray da onu selamladığında yüzünü bana çevirdi. Geldiği gibi ortamın enerjisini, ya da sadece benim enerjimi, yükseltmeyi başarmıştı. Büyük bir tebessüm dudaklarıma yerleşirken onu kolundan tutup kendime doğru çektim. "Hoş geldin." dedim ve sonra yumuşak bir şekilde yanağından öptüm.

"Hoş buldum." diye mırıldandı ben yanağından geriye doğru çekilirken. O da uzanıp yavaşça yanağımı öptükten sonra çantasını kolundan çıkartıp kucağının üzerine koydu. Doğukan, arabayı bulunduğu yerden hareket ettirdiğinde bir kolumu Naz'ın omzuna atıp sırtını göğüsüme yasladım. Biraz kıpırdandıktan sonra rahat bir pozisyon aldı ve kafasını geriye bırakıp kolumun üzerine yasladı.

Kafasının altındaki kol kaslarım, bu hareketiyle, istemsizce gerildi. Tam şu an sanki bir kelebek koluma konmuş da ben de rahatsız olup kaçmaması için hareketsiz durmalıymışım gibi hissediyordum. Gergin olduğumu fark etmiş gibi kafasını bana çevirdi. Göz göze geldiğimizde "Rahat mısın?" diye sordum. Gözlerini benden ayırmadan kafasını kıpırdayıp gülümseyerek göğüsüme daha çok sokulurken bir cevap vermedi.

Ben de başımı yavaşça arkamdaki koltuğa yasladım ve yüzünün her bir detayını dikkatle inceledim. Gözlerinden, burnunun ve yanağının üzerindeki çillere doğru odaklandım. Genel olarak insanların yüzlerinde çillerin olması pek hoşuma gitmese de bu onda fazlasıyla tatlı duruyordu. Gözlerim bir süre de dudaklarına takılı kaldıktan sonra derin bir iç çektim ve odağımı tekrar gözlerine çevirdim.

Kocaman açtığı gözleri ve meraklı bakışıyla bana bakıyordu. Ne kadar güzeldi gözleri. Sanki sonsuz ve capcanlı bir orman yüzünün en uygun yerine yerleşmiş gibiydi. Bir kere gözleriyle temas ettiğinde ayrılmak mümkün olmuyordu. Dipsizdi. Beni içine hapsediyordu. Fazla uzun süre gözlerine bakmış olmalıyım ki gözlerini ne olduğunu anlamak ister gibi merakla iki yana dolanmaya başladı. Dudaklarımın tek tarafını kıvırıp tebessüm etmekle yetindim.

Sadece yüzünün her detayını aklıma kazımaya çalışıyorum sevgilim.

Yan taraftan gelen ani ve şiddetli bir korna sesiyle bakışmamız kesildi. Yüzünü tekrar cama çevirdiğinde gözlerim saçlarına takıldı. Ortadan ayrılmış parlak siyah saçları da her zamanki gibi gür ve hacimli duruyordu. Kendime engel olamadan yaklaşıp burnumun ucunu kafasına yasladım ve saçlarından derin bir nefes çektim içime.

Kafasını bana doğru çevirmeye çalışsa da onu engelledim. Kafamı şu an boynuna sokamayacağıma göre elimde, o çok özlediğim kokusunu en net alabileceğim tek seçenek olarak saçları kalıyordu. Ve benim buna fazlasıyla ihtiyacım vardı. "Birileri beni özlemiş galiba." diye yalnızca benim duyabileceğim bir sesle fısıldadı.

"Hıhımm çok özlemiş." diye yanıtladım onu. Diğer kolumu da beline sarıp onu kendime mümkünmüş gibi daha çok yaklaştırdım. "Hayatımda geçirdiğim en berbat iki gündü." diye devam ettim sonra. Gerçekten de öyleydi.

PSİKOLOG BEYWhere stories live. Discover now