otuz üç'

38K 994 71
                                    

☆yıldızlamayı unutmayalım ☆

Yorumcukları göreyim 😳

+18 bölüm, uyarayım!!! Yanlışlıkla okursanız problem benim değil sizin bebisler.

💧

Parmaklarımın arasındaki kadife dokuyu okşayıp dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Yavaşça, pürüzsüz esmer teninde aşağı doğru kaymaya başladım.

"Hastasın... Dinlenmen gerek." dedi bir gerçeği ikimize hatırlatmak istiyormuş gibi.

"Dinleniyorum işte..." Başım kasıklarının üzerine doğru geldiğinde ona bakıp gülümsedim. "Seni de ödüllendiriyorum..."

Baksırını tamamen aşağı çekiştirip kasığının üzerinde dilimle gezinmeye başladım. Esaretinden kurtulan aleti hemen çenemin altında doğru serilirken Emre kendini sıkıyor, her saniye daha da kasılıyordu. Geri çekilip "Bamyanı seviyorum." dedim.

"Bunu dediğinde büzülmek istiyor." 

"Salak." Hafif gülüşümle eli saçlarımın arasına kaydı ve sıkıca kavradı. Aniden kafamı geriye çekmesiyle küçük, acı dolu bir inleme fırladı dudaklarımdan. 

"Ne yapmak istiyorsun Ahu?" 

Koyulaşan gözlerimle ona bakarken saçlarımı daha çok geriye doğru asıldı. Bacaklarına tutunan ellerimdeki güç çekilirken "Emmek..." diyebildim. "Öpmek... Seni istiyorum."

Başımı yönlendirip dudaklarıma doğru aletini sürttü. Dudaklarımı aralayıp onu ağzıma alırken bir anda sertleşen hareketleriyle ağzıma girip çıkmaya başladı. Aceleliği karşısında kadınlığım daha çok ıslanırken nefesim kesiliyor, gözlerimden yaşlar akacak vaziyete geliyordum. Boğazıma kadar doluyor, sonra bir anda boşluğa yuvarlanıyordum.

Evet, seks buydu. Duygusuzdu.

"Evet, böyle bebeğim." 

Sıcaklığı her saniye daha da artarken büyüklüğü de ağzımı neredeyse tamamen doldurmuş, nefesimi verecek küçücük bir boşluk bırakmamıştı. Göğüs uçlarım, her bir zerrem sızlıyordu. Onu istiyordum.

"Hepsi senin, sakin ol." deyip gülümsedi ama tam tersi hızımı o ayarlıyordu, ben bir şey yapmıyordum. Deli gibi ağzımı doldurup boşaltıyordu.

Damarları dilimin üzerinde titremeye başladığında başımdaki eli de gevşer gibi oldu. Son defa ağzımdan çıkmasıyla beraber bir anda kendimi onun altında buldum. 

"Emre..."

"Aç bacaklarını."

Emrine uydum ve bacaklarımı onun için açtım. Dilimle ıslanan aleti içime kaydığında acının yanında hissettiğim zevk, yaşadığımız her sevişmeyi aklıma düşürdü. Acemiliğine karışan tatlı heyecanı, hükmedici tavrı... Bu zamana kadar yaşadığım bir şey değildi.

"Ah!"

"İnlemek yok."

"Emre..."

Göğüslerimin birini avucunun içine hapsedip yumuşak olmayacak bir şekilde sıkmaya başladı. Tekrar inleyeceğim sırada boştaki eli ağzıma kapandı. "Uslu bir kız ol."

"Ihm..."

Darbeleri öyle sert bir hal almaya başladı ki zevkten gözüm dönüyor ama boşalmama izin vermiyordu. Üstüme doğru uzandığı için temasımız çok fazlaydı. Ağzıma doğru da baskısını arttırıp sesimi çıkarmama engel oldu.

"Sesin çıkmıyor mu?" dedi şaşkınca. Soluk sesleri arttı. "Konuş benimle, konuşmazsan boşalamazsın." 

Dudaklarımı hareket ettireceğim sırada dört parmağı ağzımın içine kaydı. Emre'nin hızı birkaç saniye yavaşladığında içime sıcaklığı karıştı. Titreyerek boşalırken ben ağladı ağlayacaktım. Zevkin çok üst noktalarındaydım ama gelemiyordum. Ağzımın, kadınlığımın, her noktama temas eden teninin hayranıydım.

"Seni yarım bırakmamı ister misin?"

Yarım kalmazdım elbette ama onun beni tatmin etmesini istiyordum. Tabii konuşup cevap veremedim. Emre ise konuşamamamdan zevk alıyor gibiydi.

"Yeterli mi bu kadar?" dedi şaşkınca. "İyi o zaman çıkalım içinden." Hafif geri çekilişiyle inlerken hızlıca başımı olumsuz bir şekilde salladım. "İtiraz mı?"

Parmaklarının ağzımdan çekilmesiyle derin bir nefes almama zaman kalmadan tekrar avucunu dudaklarıma örttü. Birazcık daha kendini içimden çektiğinde belim yataktan havalandı. Acilen devam etmesi gerekiyordu.

Aklıma düşen sahneyle, çaremi bulmuşum gibi sevindim. 

Hafif ıslak olan avuç içinde dudaklarımı oynatmamla aleti hafifçe seğirdi. Gözlerimi kapatıp kendimi onu dudaklarından öpüyormuşçasına, boynuna dokunuyormuşçasına hayal etmeye başladım. Avuç içiyle öpüşürken, Emre'nin iniltisi odamı doldurdu. Ardından çokta çaba göstermeden içimde hareket etti. Emre benimle beraber ikinciye boşalırken kendi kontrol edemeden üzerime bıraktı. Ağırlığının altında ezilirken gözlerim kapalı, beynimde şişmekler çakıyordu.

Çok... Çok fazla hissediyordum. Onunla birlikte olurken her şey aşırıydı.

Yutkundum ve bu hissin geçmesini bekledim. Bedenim, zaten Emre yüzünden hareketsiz olsa da rahatlamamla gözlerimi araladım. 

Ellerimi önümde duran kumral saçlarına daldırmak için havalandırmıştım ki boğuk, erkeksi sesini duydum.

"Tenini seviyorum."

Tenimi seviyordu, beni değil. 

Peki beni sevmesi mi gerekiyordu? Ben, bunu mu istiyordum?

"Acemiliğin, hoşuma gidiyor." Havada olan elimi, saçlarını okşama fikrini kafamdan silip yavaşça çarşafa geri koydum. "Artık kendi evine gitsen iyi olacak..."

"Hala hastasın." deyip kendini üzerimden çekti ve yana attı.

"Hasta olsam seninle sevişmem Emre... İyiyim ve evine git."

Derin bir nefes verdi ve başıyla beni onayladı. 

Bir daha asla onu evime getirmemeliydim. Hatta uzun bir süre muhatap da olmamalı, onu hayal etmemeliydim. Sadece seks diye başladığımız her sevişmede kalbimde bir şeyler yükseliyordu ve bu hiç hoş değildi. Sanırım gerçekten onun Merve'yi sevmesi benim ona bakış açımı değiştirmişti.

Öyle olmalıydı! Ben de başkasını seven biriyle beraber olmamalıydım. Kalbimin tepkisi bundandı.

Emre odadaki eşyalarını topladı ve ardından dışarı çıktı. On dakika geçmeden kapının kapanma sesini duydum.

💧

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin