iki''

21K 1.3K 259
                                    

☆yıldızlamayı unutmayalım ☆

Yorumcukları göreyim 😳

Yorumcukları göreyim 😳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💧

Bakışlarım küçücük kulübenin içinde dolanmaya devam ederken bir yandan kendimi iki sene öncesinde hissediyor bir yandan da bulunduğumuz zamanın içinde salınıyordum. Bu yatakta onunla yatmıştım. Emre'nin gözlerine yorgunluğu, büyük bir vicdan yükünü bırakmıştım. Bencilce ona geçmişi anlatmış, cansız ölü gibi olmasını sağlamıştım.

Burada terk etmiştim onu.

Tam bu yatakta gerimde bırakmıştım.

"Şömine içerisini ısıttı ama şunu giysen iyi olacak."

"Hım?" Şaşkın mırıltımı umursamadı. İçerisi sıcaktı gerçekten de. Emre yan dönüp bir şeye uzandı ama ne olduğunu bana dönene kadar anlayamadım. Yerinde doğruldu ve elindeki gri tişörtün boğaz kısmını düzeltti.

"Gel bakalım."

"Giyinmek istemiyorum." dedim huysuzca.

"Giyinmeni istemiyorum ama bebeğimizin üşümesini istemezsin değil mi?"

Üşür müydü ki?

Ben üşümüyordum, hatta terliyordum ama o daha çok yeni olduğu için üşür müydü? Ya da böyle çıplak dolaşarak ona yanlışlıkla bir zarar verebilir miydim?

"Üşümesin." dedim yerimde doğrularak. Emre tişörtün boyun kısmını başımdan geçirdiğinde kollarımı kaldırdım. Bol kumaş tenimi gıdıklasa da itiraz edemedim. Yani edemezdim.

"Evet, böyle daha iyi oldun. Acıktın mı?"

Emre diyene kadar fark etmediğim açlık, gür bir gurlamayla beraber kendini hissettirdi. Açlıktan midem kalkmaya başladığında "Çok açım!" diye bağırdım. Gerçekten bir an midem delindi sandım çünkü çok aç hissediyordum. "Oha Emre çok acıktım, yiyecek bir şeyler var mı?"

Şaşırdı. Muhtemelen böyle bir tepki beklemiyordu. Ben de beklemiyordum.

"Yani atıştırmalık bir şeyler var ama biraz sabredersen hızlıca bir şeyler hazırlayabilirim. Dolabı daha bir hafta önce doldurtmuştum."

"Çabuk." dedim hızlıca yataktan kalkarken.

Bol tişört kalçamı kapatıp aşağı inerken Emre'yi beklemeden hızlıca dolabın yanına varıp kapağını açtım. Ufak bir dolaptı, büyük değildi. Zaten burası çok geniş bir yer değildi ama iki yıl öncesinin aksine dekoru çok daha şık görünüyordu. Tek bir toz tanesi bile yoktu ve bu bana, Emre'nin buraya özenle baktığını gösteriyordu. Bir gün buraya birlikte geleceğimizi tahmin etmiş olmalıydı.

Dolaptan alelacele iki tane muz alıp geri çıktım ve gözlerimi Emre'ye belerterek "Hadi!" diye bağırdım. "Çok acıktım, bir şeyler yap bana."

"Ne istiyorsun?" dedi yataktan kalkarak. Altında sadece baksırı vardı. "Canın ne yemek istiyor?"

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin