A: Ne yaptınız gece?
A: Kelepçeler havada uçuşmuş mu?
+9054...: Hatırlamıyorum ama
+9054...: Omzunda ciddi kızarıklıklar vardı
+9054...: Ona zarar vermiş olabilirim
A: Gerçekten buna mı takıldın
A: Sana aptal derken yanılmıyormuşum
A: Bir şey olmaz
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💧
Şoför koltuğunda durup düz düz karşımdaki yola baktım. Bu yolun sonu yok gibiydi?
Başımı sallayıp görüntüyü netleştirmeye çalıştım ama daha çok başım döndü. Oflayıp radyodan bir şarkı açmaya çalıştım bu sefer. Reklam bile olsa olurdu çünkü aklımda konuşup duran sesi bastırmam lazımdı.
Bir yerlere dokundum, elim düğmelere çarptı. Boşluğa düştü ama basmam gereken yerlere basmıyordum sanki. Sonunda arabanın içini gür bir erkek sesi kapladığında gülümsedim. Sesini daha fazla açıp arabayı çalıştırdım. Hızlı bir manevrayla arabayı yola sokarken barın içinden Yağız'ın çıktığını gördüm. Elini sallayarak bir şeyler söyledi ama anlayamadım.
"Kalbimde bir yerde orman yanıyor... Bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor..."
Bağırarak şarkıyı söylemeye devam ederken gözümden bir damla yaş süzüldü. Elimin tersiyle yanağımı kuruladım. Aklım çok bulanıktı ve sanırım gözlerim de artık görmüyordu.
Yolda niye renkli ışıklar vardı ki?
"Kül olur kalbindeki zamanla... Yana... Yana..."
Arabanın hızını daha da arttırdım. Şarkının melodisine mırıldanarak eşlik ederken yan tarafımdan birinin bağırdığını duyumsadım.
"Lan geri zekalı, indir şu camı!"
Yağız'ı diğer şeritte görmemle içimi bir heves kapladı. Camı aşağı indirdim. Direksiyonu bırakıp ellerimi çırptım.
"Yarış yapalım."
"Ahu, arabayı kenara çek." dedi öfkeyle. "Ahu!"
"Çekmeyeceğim." Niye çekiyordum ki? Ben Emre'nin yanında gidecektim. O telefonu neden açmadığını anlatacaktı bana!
"Kaza yapacaksın."
"Yapmam..." Ellerimle direksiyonu sıkı sıkı kavrayıp esen rüzgara inat kahkaha attım.
"Bak güzelim... Çok sarhoşsun," Halime bakıp gülümsedi. "güzel yüzün yara olsun istemezsin değil mi?"
Elim istemsizce yüzüme gitti, şöyle bir yokladım.
"Lan, sola kır."
Direksiyonu sola kırdığımda karşıdan gelen arabayı anca fark edebilmiştim.
"O zaman kenara çek ki yaralanma. Hem ben seni götüreceğim Emre'ye."
"Götürmezsin." Derin bir nefes aldığında daha çok gaza bastım. Beni geri döndürmek istiyordu ama ben gidecektim. O şerefsize neden beni aramadığını soracaktım.
