kırk dokuz'

30.5K 1K 330
                                    

☆yıldızlamayı unutmayalım ☆

Yorumcukları göreyim 😳

Geçen bölüme oy ve yorum yapmadan gelirseniz bir daha iki bölüm art arda atmam haberiniz olsun 😏

Geçen bölüme oy ve yorum yapmadan gelirseniz bir daha iki bölüm art arda atmam haberiniz olsun 😏

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💧

Kalabalıktan sıyrılıp dersliklerin olduğu bölüme doğru yürümeye devam ettim. Sabah yıllar sonra dersime gelmiş, Emre'den önce evden çıkmıştım. Öyle güzel ve deliksiz bir uykuya kendini kaptırmıştı ki kıyıp uyandıramamıştım. Öğleden sonra onun da dersi olduğu için muhtemelen kendi fakültesindeydi. Hiç mesajlaşmamıştık ama burada olduğunu düşünerek iki kahve kapmış, şu an yanına gidiyordum.

"Onun burada ne işi var?"

"Kimin yanına geldi ki?"

Yanlarından geçtiğim kızların arasındaki konuşmaya takılmadan amfiye girdim. Etrafa göz gezdirirken birkaç erkekle bakışlarımız çarpışsa da önemsemedim. Artık bir başkası kesinlikle ilgimi çekmiyordu. Eğlenmek bile istemiyordum.

Emre'nin ortadaki sıralardan birinde olduğunu fark ettim. Önündeki kağıda bir şeyler yazıyordu ve yine o kıyafetleri vardı üzerinde. Bu hali o kadar hoşuma gidiyor ve bana özel geliyordu ki kendim bile bu duygularım karşısında şaşkınlığa uğruyordum. 

Kahveleri sıkı sıkı kavrayıp ona doğru yürümeye başladım. Emre önüne gelen kısa saç tutamlarını geriye itip daha dikkatli baktı notlarına.

"Selam." dedim yanına vardığımda. Bakışları hızla bana kalktı ve gözleri kocaman açıldı. 

"Ne işin var senin burada?"

Derince gülümseyip kahveleri masaya bıraktım. Yanındaki sandalyeye çökmeden önce dalgalandırılmış saçlarımı geriye doğru savurdum. 

"Sevgilimin yanına geldim."

Daha da çok gözleri açıldı. Tüm derslikte de bir sessizlik olmuştu. Etrafa göz gezdirmesem de bakışların üzerimde olduğunu biliyordum. Muhtemelen benim niye burada olduğumu sorguluyorlardı.

"Sevgilin mi?"

"Kahve aldım sana." Kendi kahvemden bir yudum alıp notlarına şöyle bir göz gezdirdim. 

"Ne bunlar? Avukatça mı?"

"Avukatça?" dedi hafifçe gülerek. Ardından kahvesini kavrayıp dudaklarına götürdü.

"Bak kahveyi sade sevdiğini biliyorum mesela."

Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Gamzeleri belirginleşecek kadar derin gülümsedi.

"Sade sevmiyorum." 

"Nasıl sade sevmiyorsun?" dedim şaşkınlıkla. Merve'nin ağzından almıştım bu lafı. Ne demek sevmiyordu?

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin