on üç''

11.4K 1K 129
                                    

💧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💧

Öğürmekten akan göz yaşlarım, suratımı ıslarken Emre yere yığılmamam için bedenimi tutuyordu. Dün gece yediğim her şeyi çıkartırken artık canım acıyor ama kendimi durduramıyordum.

"Geçti, geçti, geçti..." diye mırıldandı Emre. Saçlarımı okşasa da üstünden gelen parfüm kokusu beni daha kötü etkiliyordu.

"Bırak." dedim zar zor çıkardığım bir sesle. "Bırak..."

"Ne?"

Kafamı hafifçe kaldırdı. Fena dağılmış haldeydim. Konuşmak bile öylesine zor geliyordu ki...

Emre beni boş verip "Bana tutun." dedi. Ellerimi gömleğine yerleştirip ayağa kaldırmasını izin verdim. Birkaç adım attık beraber. Vücudumu lavaboyla arasına alıp musluğu açtı. Yavaşça yüzümü yıkarken tekrar öğürdüm.

"Doktora gitsek iyi olacak." dedi düşünceli bir sesle. "Hep de sağlıklı besleniyorsun. Sırf dün biraz kaçamak yaptın diye mi böyle oldun ki?"

"Kokuyorsun Emre!" dedim azıcık gücümü topladığımda. Bundan güç alarak Emre'nin hapsinden kurtulup banyodaki en uzak yere kaçtım. Kapının yanına.

"Kokuyor muyum?" Ağzı açık kaldı. Anın garipliğiyle gömleğini burnuna tutup derin bir nefes çekti ciğerlerine. Kaşları çatıldı. "Yoo, kokmamışım. Yani bana gelmiyor koku. Olabilir de tabi. Sabah alelacele geldik... Terle-"

"Midemi bulandırıyor."

"Ahu!"

Ellerimi bilmem dercesine havaya kaldırdım. "Üstünden bir koku geliyor Emre... Üzgünüm ama midem kaldırmayacak. Üstünü falan değiştirip öyle gel."

"Tamam." Tekrar gömleğini burnuna tuttu. "Değiştireceğim üstümü. Fakat sonra... Hastaneye gidelim mi?"

"Bitkin hissediyorum." Gerçekten de öyleydim. Acayip kötü bir ruh haline bürünmüştüm. Dinlenmek istiyordum. "Biraz dinleneyim. Annenlere de ayıp olacak ama... Ya da biraz dayanabilirim."

Emre yanıma yaklaşacak gibi oldu ama kendini durdurdu. "Sorun olmaz. Sen git dinlen, ben hallederim." İtiraz edecek gibi olduğumda tekrar konuştu. "Ahu, itiraz etme! Betin benzin de attı. Çabuk odana..."

"Kızınca tavuğa benziyorsun." dedim yorgun bir tebessümle. "Neyse minik bebeğimle dinlenmeye ihtiyacımız var. Babamız üstündeki kokuyu atarken bizde birazcık yatağımızda keyif yapalım."

Emre bir adım atıp kendini durdurdu. Gözleri pırıl pırıl parlıyordu.

"Bebeğimiz... Bebeğimiz..." diye usul usul mırıldandı. "Hadi gidin... Yoksa kusmanı önemsemeden kollarıma alacağım sizi."

"Hadi kaçalım." dedim karnıma doğru. Ardından kapıyı açıp dışarı fırladım. Gülerek merdivenlere yönelirken Emre de lavabonun girişinde gülerek arkamızdan baktı.

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin