2

6K 170 8
                                    

Oy verin yorum atın la, nolor la.

**

GÜNÜMÜZ.

"O gün şantiyede kavga çıkardın."
Çağla kıkırdadı. "Özür dilerim sizin şirketin o muazzam dengesini bozduğum için."dedi ve gülmekten yaşaran gözünü silmek için elini kaldırdı.
Eliyle gözlerinin altını silerken odanın kapısı açılmıştı. İkisi de aynı anda kapıya baktı. Giren ablası Çiğdem'di.

"Hadi Ateş."dedi Çiğdem kafasıyla dışarıyı gösterirken. "Bir buçuk saattir buradasın. Çağla'yı daha fazla yorma lütfen."

Ateş direkt Çağla'ya bakınca,"Biraz yorgunum."diyerek omuz silkti genç kız. "Sanki iki yıldır yatmıyor da koşuyor gibi hissediyorum. O yüzden bir şey diyemeyeceğim."

Ateş,"Pekala."diye iç çekti ve kıza yaklaşarak yanağına bir öpücük bıraktı. "Doğum günü hediyemi aldım."dedi göz kırparak.
Ayaklandı ve Çiğdem'e doğru yürüdü. Odadan çıkmadan önce arkasını dönerek genç kıza bir kere daha baktı.
Çağla gülümseyerek ardından el sallayınca o da tebessüm etti ve elini kaldırarak karşılık verdi.

Odadan çıktığında biri duyar korkusuyla fısıldayarak,"Ateş, senin için çabalıyorum ancak böyle yap-"diye cümleye başlayan Çiğdem'e öfkeyle bağırdı Ateş.
"Neye çabalıyorsun Çiğdem!"dedi. "Benim varlığımdan haberi bile yoktu!"

Kapının önünde konuşuyor olmaları Çağla'nın tüm konuşmayı duymasını sağlıyordu və genç kız istemsizce onlara kulak kesildi.
"Nasıl bahsedebilirdik senden?"diye azarladı Çiğdem onu. "İki yılda herkesten çok değiştin Ateş. En çok sen değiştin!"

"Biliyorum!"diye bağırdı Ateş. "Lanet olsun ki yediğim her bokun farkındayım! Ama tüm bu olanlar ona olan aşkımı biraz bile azaltmıyor."

"Lanet gelsin böyle aşka."diye bağırdı Çiğdem sonra ne yaptığını fark ederek sesini alçalttı. "Her şeyi hatırladığında ne olacak?"dedi öfkeyle. "Senin o adam olmadığını gördüğünde ne yaşayacak biliyor musun sen? Buraya gelmemeliydin. O kıza yeni bir hayat kurabilmesi için son şansı vermeliydin."

Genç adam tehdit edercesine kadına doğru bir adım atarak kafasını eğdi. Kadınla göz göze geldi ve öfkeyle tısladı. "Onun yeni bir hayata ihtiyacı yok! Onun hayatı benim, benimkisi o!"

Çiğdem seslice ofladı. "Anladık orasını!"diye ciyakladıktan sonra arkasını dönerek eliyle yüzünü sıvazlamaya başladı.
"Ne yapmayı düşünüyorsunuz peki beyfendi?"dedi tekrar adama döndüğünde. "Kız kardeşimi üzmeni istemiyorum."

Ateş bu soruyu kendisine odada yüz kere sormuştu. Çağla'nın gözlerine bakarken, sarılınca ve eskileri anlatırken kafasında çınlayan bir soruydu bu.

Ne yapacaktı?
O soruyu duymamış gibi davranarak,
"Hastane masraflarını benim karşıladığımı biliyor. Size bu konuda kızacak büyük ihtimalle ama o doktoru getirtmeseydim ölüm olasılığı nasıl artıyordu ondan bahsedersen eğer hak vereceğini düşünüyorum."Dedi ve arkasını döndü. "Yarın New York'a dönmem lazımdı ama dönmeyeceğim. Yarın buradayım. Sonraki gün de, sonraki gün de. Beni hatırlayana kadar buradayım. Eğer onu kaçırır giderseniz sizi bulur buna pişman ederim." Tekrar Çiğdem'e baktı. "Hastane adamlarımla dolu. Benden gizli ona farklı bir su markası bile veremeyeceksiniz."

**

4 yıl önce New York, Amerika.

"Baba, deli kız ustaya saldırdı diyorum!"

Yaşlı adam tekerlekli sandalyesinde kahkaha atarken Ateş dehşet içindeydi. "Gömleğimin halini görmüyor musun? Paramparça etti. Onu tutmasaydım ustayı öldürebilirdi!"

HepWhere stories live. Discover now