4

3.6K 131 6
                                    

GÜNÜMÜZ

Hastane odasının kapısı aniden açıldı. Giren Çıtır'dı ve önünde duran ikili bu birkaç günde yaşadıkları maksimum yakınlıktaydılar.
Ateş kızın elini dudaklarına götürmüş öperken Çağla kıkırdıyordu.

"Görüyorum ki kaynaşmışsınız."dedi yapmacık bir sevinçle. Çağla ona bakarak kafasını salladı. "O kadar keyifli bir adam ki enerjisine kapılmamak elde değil."
Ateş eline bir öpücük daha bırakıp,"şiştt!"diye kızdı. Göz kırparak fısıldadı."Sadece sana özel."

Çıtır yanlarına yaklaşarak,"Hatırladın mı bari?"diye sordu Ateş'i göstererek. "Herhangi bir şeyi."

Çağla,"Evet hatırladım."dedi yapmacık bir ifadeyle. Ateş meraklanmıştı bu cevapla çünkü kızın hatırlamadığını biliyordu. Nereye varacağını izlemeye başladı.

Çıtır,"Ne güzel."diye mırıldandı. "Bakışların eskisi gibi aşk dolu değil ama."

"Bunu bırak da Ateş dert edinsin canım kuzenim."dedi ve adama bakarak elini yanağına götürüp parmaklarını yeni çıkan sakallarında gezdirdi.

Çıtır göz devirdi. "Sen eskiden bir erkeğe bırak dokunmayı yan yana olmayı sevmezdin, Ateş gerçekten senin dengenle oynuyor."

"Çıtır neden girdin odaya? Kıskandığının farkındayım ama ne yapayım? Herkes benim bu minik bebeksi suratımı çok özlemiş."

Ateş kahkaha attığında Çıtır şaşkınlıkla karşısındaki adama baktı.

Yirmi yaşından beri tanıdığı bu serserinin ilk defa kahkaha attığına şahit oluyordu ve bunun sebebi küçük çelimsiz kardeşiydi. İçini kaplayan kıskançlığa rağmen gülümsemeye çalıştı. "Ben,"dedi ve gözlerini adamın üstünden zor bela çekerek tekrar kuzenine baktı. "Öylesine size bakmaya gelmiştim. Müsait değil gibisiniz. Gideyim en iyisi."

Ateş bir şey diyecekti ki Çağla ondan önce davranarak,"Evet musait değiliz."dedi. "Aşk tazelemek çok zor."

Ateş bir kahkaha daha atmamak için dudaklarını birbirine bastırıp kızın eline bir öpücük daha kondurdu. "Beni hatırlamamana rağmen aşkına bu derece sahip çıkmana hayran kaldım."dedi sadece onun duyacağı şekilde. Çağla yutkunup,"Şımarma ve rolden de çıkma."dedi.
Ateş bu duyduklarına alınmamış keyfi yerine gelmişti. Çağla böyle biriydi. İçi de dışı da birdi. Aklındaki, kalbindeki dilindeydi ve hiçbir zaman yapmak isteyeceği şeyden çekinmezdi.

Çıtır,"Size iyi aşk yaşamalar."diyerek arkasını döndü ve hızla odadan çıkarak kapıyı kapattı.

O gittiği gibi arkasından tüküren kıza şaşkınlıkla baktı Ateş. Kahkahasını engellemek için öksürürken,"Çok ilginç birisin."dedi ve daha fazla kendini kasamayarak kahkaha atmaya başladı.

Çağla omuz silkti. "Bu kız beni sinir ediyor."dedi ve kahkaha atan adama dönerek,"Küçükken sürekli beni döverdi ama günlüklerini okusan sanırsın her gün eziyet gören ben değil de o. Çağla bana kötü davranıyor diye ağlamış. Kağıtta göz damlası izi bile var. Nasıl bir kafa yaşıyor anlamıyorum ya."

Ateş eliyle yüzünü sıvazlayarak kendisine gelmeye çalıştı.
Çağla birden kaşlarını çattı. "Ana!"dedi hayretle bağırarak. "Bu kuduruk senden hoşlanıyor!"

Ateş duyduğu cümleyle içinden okkalı bir küfür etti. Çağla ve sivri zekasına hayrandı ama hasta yatağında biraz kullanmaya ara vermesini isterdi.

"Yüz ifaden değişti. Kesin bu senden hoşlanıyor!"diye bağırınca sıkıntıyla oflayarak. "Hayır desem inanacak mısın?"diye sordu.
Kafasını iki yana salladı ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Hemen anlatıyorsun."dedi neden öfkelendiğini bile anlamadan.

HepWhere stories live. Discover now