32

1K 44 1
                                    


Eşsiz iki üç parça kıyafetini toplarken iç çekti. Kenan ile dört gündür hiç konuşmamışlardı ve bugün uçakla beraber New York'a gideceklerdi.

İngilizcesi gerçekten de çok düşük seviyedeydi. Korkuyordu, utanıyordu. Dört gün önce kavga ettiği adamın çalışanıydı artık. Kötü bir tanışma yaşamışlardı, arkadaşlıkları olumsuz olaylarla başlasa da güzel devam etmişti ancak o gün Kenan ve söyledikleri kalbini çok kırmıştı.
Eve vardığında ağlamış, bu kadar aciz olduğu için kendisine çok kızmıştı.
Tahmin ettiği gibi olmamış Feride eve korkuyla girmişti.
O an Kenan'ın kızı eve yolladığını anlamıştı çünkü kadın eve girer girmez kıza nasıl olduğunu sormuştu.

Kenan'ın güven problemi yaşadığını söylerken kendisinin bu kadar kötü olduğunu düşünmezdi. Kenan'a inanmak istese de inanamıyordu.
Spor çantasının fermuarını kapatarak odadan dışarı çıktı.

"Kenan gelmiş."dedi Feride kıza gülümseyerek. Ayağa kalkıp telefonu koltuğa bırakarak Eşsiz'e doğru koştu ve sarıldı.
"Güle güle gidin. Allah'a emanet ol. Seninle tanıştığıma o kadar memnun oldum ki."

Eşsiz güldü. "Bende seninle tanıştığıma memnun oldum. Evinde ağırladığın için teşekkür ederim."

Birbirlerinden ayrılarak kapıya yürüdüler. "Kenan'a selam söyle. İyi yolculuklar."

Eşsiz kafasını salladı. Arkasını dönüp kapıdan çıkarken Feride,"Eşsiz!"diye seslendi hızla.

Eşsiz ona baktı. "Efendim?"

"Kenan ile aranız limoniymiş sanırım. Yeni öğrendim, ancak şunu samimiyetle söyleyebilirim ki o sana değer veriyor."

Eşsiz yutkundu. Derin bir nefes aldı. "Bende ona değer veriyorum."dedi sessizce. "O olmasa şu anda hayatta değildim, umutlarım solmuştu ancak o bana destek oluyor."

Feride gülümsedi. "Sana ne dedi, ne anladın bilmiyorum ama ortada kesinlikle bir yanlış anlaşılma var. Yoksa Kenan bu kadar umursamazdı. Ona yardımcı ol. İnanmaya çalış."

Eşsiz kafasını salladı. "Pekâlâ,"dedi ve gülümsemeye çalıştı. "Görüşürüz Feride."
Feride rahatlamıştı. Kızın öfkelenmemiş olması bile onun için yeterliydi.
"Görüşürüz!"

Eşsiz el sallayarak arkasını döndü ve asansöre yöneldi.

Aşağı indiğinde adamın arabanın dışında sigara içtiğini gördü.
Kapıdan çıkınca Kenan ona doğru ilerledi. "Çantan sadece bu mu?"diye sordu kaşlarını çatarak. "Alır bagaja yerleştiririm diye dışarıda bekliyordum bende."

Eşsiz tebessüm etmeye çalıştı. "Sigara içmek için çıkmışsın gibi geldi bana."
Kenan sigarasının izmaritini arabanın diğer tarafında kalan çöpe basket atıp kıza baktı.
Eşsiz'in samimiyetle konuşması içini rahatlatmıştı.

"Ver çantanı."diyerek sırt çantasını aldı.
Eşsiz ikiletmeden adama uzatarak arabaya bindi.

Kenan kızın kuş kadar hafif çantasını arka koltuğa koyduktan sonra sürücü koltuğuna geçerek,"Nasılsın?"diye sordu. Eşsiz omuz silkti. "İyi diyelim."

Kenan arabayı çalıştırırken burnuna gelen farklı kokuyla kaşlarını çattı. "Sen parfümünü mü değiştin?"

Eşsiz adamın yüzünü buruşturduğunu görünce eğilip yakasını kokladı. "Kötü mü?"

Kenan kafasını iki yana salladı. "Değil ama diğeri daha güzeldi."

Eşsiz sustu. "Nasıl fark ettin?"diye sordu biraz sonra. "Çok mu sıkmışım acaba, ondan kötü gelmiş olabilir."

HepWhere stories live. Discover now