34

1K 47 0
                                    

Thomas gülümseyerek Eşsiz'e baktı.
"Çağla,"dedi derin bir nefes alarak.

"Efendim?"

"Eşsiz'e ne zaman ingilizce öğreteceksin? Ya da ne zaman kursa gidecek sorar mısın?"

Kenan Thomas'ın dediği cümleyi duyunca göz devirerek Ateş'e baktı.
Ateş arkadaşının bahçeye çağırıp anlattığı şeyleri düşündüğü için hiçbir şey ile ilgilenecek halde değildi. Kaşları çatık yanan dijital şömineyi izliyordu.

Eşsiz, Çağla'nın dediğiyle kıkırdadı. "En kısa zamanda."dedi.
Çağla ikisi arasında tercümanlık yaparken Kenan sinirlendi. Eşsiz'e Türkçe bir şekilde,"Neden bu kadar çok gülüyorsun?"diye sordu.

Eşsiz ona şaşkınlıkla baktı. "Ağlayayım mı Kenan?"

Çağla, Thomas ve Kenan arasındaki buzları hisseden tek kişiydi.
Ateş olanları fark edemeyecek kadar düşüncelerle boğuşuyordu. Eşsiz ise Kenan ve hareketlerine hiçbir zaman anlam verememişti.
Kenan omuz silkti.
"Ağla demiyorum ancak adam çok normal bir şey soruyor ona da kıkırdıyorsun."
Thomas kaşlarını çattı. "İnadıma Türkçe konuşuyorsun değil mi Kenan?"

Kenan alayla güldü. "Kız başka dil biliyor muydu Thomas?"

Thomas göz devirdi. "Yine de benimle ilgili bir şey dediğine yemin edebilirim."

Kenan oturduğu yerde dikleşerek tüm ciddiyetiyle adama baktı. "Boşuna edersin."
Eşsiz yanındaki arkadaşına,"Ne oluyor Çağla böyle?"diye sordu. "Neden bu kadar gerginler?"

Çağla bilse de yalan söyledi. "İnan bana bilmiyorum."

Thomas uzaklara dalmış Ateş'e döndü. "Ateş bu az önce Eşsiz'e ne dedi?" Çenesiyle Kenan'ı gösterdi.
Ateş irkilerek,"Efendim?"diyince güldü Kenan. Thomas omuzlarını düşürerek,"Bir şey yok kardeşim."diye homurdandı.

Çalan kapıyla Çağla oturduğu yerden Ateş'e baktı. "Birini mi bekliyordun?"

Ateş kafasını iki yana salladı. "Kimseyi beklemiyordum."

Hizmetli kapıyı açtığında Ela'nın sesini duydu herkes.

"Ben geldim!"diye bağırdı kız sevinçle.
Kapıdan salona doğru geçerken gördüğü yüzle nefesi kesildi. Kenan mı gelmişti?

Thomas, Ela'yı gözleriyle gösterip,"Seninki geldi."diye dudaklarını oynattı.
Kenan göz devirdi.
Çağla yerden kalkarak,"Hoş geldin."diyerek gülümsedi. Arkadaşının yanına giderek kocaman sarıldı.
Ela sarılırlarken kızın kulağına fısıldadı. "Bilseydim gelmezdim."

Çağla aynı şekilde,"Lütfen kaos çıkarma."diye yalvardı. Biliyordu ki Ela'nın dilinin kemiği yoktu ve hiçbir zaman olmayacaktı.
Ela nefesini sertçe dışarı vererek kafasını salladı.
Kızdan ayrılınca Eşsiz'i gördü. "Eşsiz!"dedi sevinçle. "Hoşgeldin!"
Eşsiz Uraz ile oynamayı keserek ayağa kalktı ve ona doğru koşan kızı kucakladı.
Ateş pis pis gülümseyince Kenan adama öfkeyle baktı.

Omuz silkti genç adam. Kenan'a yaklaşarak,"Kendin ettin kendin buldun."diye dalga geçti.

Kenan,"Tek kaldığımızda ağzını yüzünü dağıtabilirim. Arkanı kolla."diye fısıldayarak karşılık verince kahkaha attı.

Ateş'in kahkahasıyla herkes onlara döndü.
Ela tiksinir bir ifadeyle,"Merhaba Kenan."dedi ve adamın tam karşısına geçerek oturdu.
Kenan sadece kafasıyla selam verdi.
Eşsiz, Uraz'ı yerden kucaklayarak,"Çağla bizi Küçük Bey'in odasına götürür müsün?"diye sordu.
Çağla oğlunun bu kadar sevilmesine çok mutluydu.
Kafasını sallayarak,"Gelin bakalım."dedi keyifle.
Kenan, Ateş'e döndü. Eşsiz ve oğlunu ima ederek "Kan çekiyor sanırım."dedi.
Ateş tek kaşını kaldırıp sıkıntıyla fısıldadı."Uraz ile de çok benziyor ya."

HepWhere stories live. Discover now