33

1K 47 2
                                    

"Eşsiz?"
Genç kız kafasını çevirip yan tarafında oturan adama baktı.
"Efendim?"

Kenan kendi uçağında olunca sorumlu hissediyordu.

"Nasılsın, rahat mısın?"

Kafasını salladı Eşsiz. "Kenan bir şey sorabilir miyim?"

Adam merak etti. "Tabii."dedi.
"Bu kadar zengin olmak nasıl bir his? Kendi uçağın var. Bir sürü araban var. Ve ben eminim ki yatın da vardır. Yaşlı değilsin. Nasıl bu kadar zengin olabildin?"

"Babalar sağ olsun."diye gülümsedi Kenan. "Babamın alüminyum fabrikaları var. O bana kendi işimi kurmak için imkan verdi bende güvenini boşa harcamadım."

Eşsiz güldü. "Ateş denilen adam da zengin. Onun da mı babası yardımcı oldu?"

Kenan arkadaşının ismini Eşsiz'den duyunca arabada duyduklarını hatırlardı ve yutkundu. Susup düşüncelere daldığını kız ona seslenince fark etti. Yavaşça kafasını salladı. "Evet."dedi. "Babasının şirketini büyüttü."

"Sana ne oldu yine?"diye sordu Eşsiz. "Tüm gün bir farklı davranıyorsun."

Kenan bir şeylerden emin olmadan bu konu için ağzını açmayacaktı. O nedenle derin bir nefes alarak omuz silkti. "Farklı değilim."

Eşsiz homurdanarak cama doğru döndü. Kenan'ın bazen umursamaz davranışları sinirlerini geriyordu. Kenan ise kızı sinir ettiğinin farkında değildi çünkü zaten karışık olan aklı bugün öğrendiği şeylerle daha da karışmıştı.
Ateş ve kız gerçekten çok benziyorlardı ama bu daha önce çok yaşadığı bir durumdu. Ne de olsa insan insana benzerdi değil mi?

Kızın ona benzediğini söylerken soyadlarının ve babaannelerinin isimlerinin aynı olduğunu tahmin bile edemezdi.
Aklı çok ama çok karışmıştı.
Kızı inceledi. Camdan bulutları seyrediyor ve aşırı bunalmış duruyordu.
Ateş gibi homurdanıyor diye düşündü. Ateş gibi kolay sinirleniyor, gülünce ikisinin de sağ yanağında hafif bir gamze çıkıyordu. Ne Ateş ne de Eşsiz çok gülmüyorlardı. Kaşlarını çattıklarında ikisi de aynı bakışı atıyordu.

Sıkıntıyla olduğu yerden kalkarak kızın olduğu yere gidip önünde diz çökerek oturdu.

Eşsiz merakla,"Ne yapıyorsun?"diye sordu adama bakıp. Adamın boyu uzun olunca diz çökse de kısa durmuyordu.

Kenan,"Bir şeye bakmak istiyorum, izin verirsen."dedi ve kızın kulağının arkasına elini götürerek saçlarını havaya kaldırdı. Ateş'in kulağının arkasında ilginç bir doğum lekesi vardı. Ve Kenan biliyordu ki bazı doğum lekeleri genetikti. Kızın da aynı lekeye, en azından aynı yerde bir lekeye sahip olma olasılığı yüksekti.
Kızın kulağının arkasına bakarak,"Hassiktir."dedi. Orada ilginç küçük ve birden çok olan leke vardı.
Rengi çok silikti. Ateş de olan daha belirgin bir renkti, aynı kızın ki gibi ufak ufak ve birden fazlaydı.
Eşsiz anlamadı, korktu. Bir erkek kendisine yaklaşınca hep çok gerilirdi.
"Ne oldu?"
Kenan kıza bakarak,"Hiç."dedi. "Bir makale okumuştum. Kulağının arkasında leke olan insanların-"

Eşsiz kaşlarını çatarak adamın sözünü kesti. "Kenan, ne yapmaya çalışıyorsun?"
Genç adam kızla yüz yüze gelince yutkundu. Ateş ile en büyük fark göz renkleriydi. Kızın gözleri kahverengiydi. Çok güzel gözleri vardı, sevinç, hüzün, yaşanmışlık dolu bakardı. Gülümsedi Kenan. Kızı öpmek istediğini fark ederek dudaklarına baktı ancak bu sefer ne ileri gitti ne de geri çekilebildi.

Eşsiz kendisine derin derin bakan adamdan uzaklaşmak istiyordu ancak kımıldamadı, yutkundu. "Kenan ne oluyor?"

Kenan derin bir nefes aldı. "Diğer parfümün daha güzel."

HepWhere stories live. Discover now