20

1.7K 52 2
                                    


"Gülümsüyorsun."dedi Ateş mutlulukla. Çağla güldü. "Somurtkan gelin olmayı istemiyorum."dedi ve Uraz'ı kucağından indirdi.
Uraz koşarak Ela'nın yanına giderken kafasını çevirip Ateş'le göz göze geldi. Adam ona çok güzel bakıyordu. İçini ısıtan, karnında kelebekler uçuşturan bir bakıştı bu.

Oturduğu yerden kalktı Ateş. Nazikçe elinden tuttuğu genç kadını da kaldırdı ve dans pistine çekti. "Çok güzelsin."diye fısıldadı elini beline atarak. Kenan ve Thomas birden bağırarak alkış koparınca tüm salon onlara uydu ve Çağla utandı. Ateş gülümsedi. "Kızardın." Yavaş yavaş dans etmeye başladılar.

"İnsan gelin de olsa tüm gözler üzerinde olunca utanıyor."dedi durgun bir şekilde.

Ateş kadının kokusunu solurken Çağla gülümsedi. "Ayağına basamadığım için çok mutsuzum."dedi.
"Eve gidelim basarsın."diyerek keyiflendi Ateş.

"Uraz ile aynı takım elbiseyi giyinmişsiniz."dedi. "Çok güzel bir fikir olmuş."

Ateş kızın alnına bir öpücük kondurdu. "Ne oldu kıskandın mı? Merak etme, bir tane de kız çocuk yapar nikah tazeleriz sende o zaman onunla aynı giyinmiş olursun."

Güldü genç kız. "Teşekkür ederim Ateş, bir günde böyle bir organizasyon hazırladığın için."

Ateş mutluydu. "Teşekkür ederim beğendiğin için."

"Ateş bunun için teşekkür mü edilir?"diyerek kahkaha attı Çağla.
Ateş,"Konu sen olunca fazla titiz oluyorum."dedi ve iç çekti. "Şu an bir rüyada gibi hissediyorum."

"Bende."

"Rüyam çok güzel."

"Benim de."

"Rüyam eşsiz."

"Benim de."

"Sen benim en güzel rüyamsın."

"Sen de."
Ateş dayanamayarak genç kızın dudaklarına eğildiğinde James, Kenan ve Thomas tekrar bir bağırış ve alkış kopardılar. Ateş kızı öperken gülümsedi.
Çağla hem utandı hem de mutlu oldu.

Müzik bittiğinde ikili el ele bir şekilde Ateş'in babasının yanına giderek el öptüler.

"Sizi böyle gördüm ya, daha ne isterim ki?"dedi Hüseyin Bey.
"Teşekkür ederim Hüseyin Bey."dedi genç kız.

"Bey değil,baba."dedi yaşlı adam. "Artık senin babanım güzel yavrum benim. Baba diyeceksin."

Kıkırdadı Çağla."Tamam, Hüseyin Baba."
Ateş güldü. "Ağzına nə güzel yakıştı öyle."dedi ve onları çatık kaşlarla izleyen annesine kaçamak bir bakış attı. "İstersen onun yanına gitmeyebiliriz."
Çağla yutkunarak adamın annesine baktı. "Şey, ayıp olacak ama gitmesek."dedi. "Korkuyorum, istemiyorum."

Ateş kızın dudaklarına minik bir öpücük kondurup,"Sakin ol, sorun değil."dedi. "Gitmiyoruz, istemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin."

Çok ama çok güzel bir akşam geçirdiler. Ateş tüm gece boyunca gözlerini Çağla'dan alamadı.
Arkadaşlarıyla yediler, içtiler, dans ettiler ve sonunda evlere dağılma vakti geldi.

Çağla gece boyu o kadar çok yorulmuştu ki gelin arabasında uyuya kalmıştı. Ateş yeni aldığı evinin otoparkında durup yanında uyuyan kadına baktı. Çok güzel ve masum duruyordu. Minik nefesler alıyordu ve yüzünde bunca zamandan sonra ilk defa huzurun kırıntıları vardı.

Tebessüm etti ve eğilerek kızın dudaklarına minik bir buse kondurdu.

Arabadan inerek Çağla'nın tarafa geçti ve kızı kucağına aldı.

HepWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu