8

2.7K 102 6
                                    

1 hafta sonra...

"Ateş nerede?"diye sordu genç kız uykulu sesiyle. Ailesi oturma odasında oturmuş televizyon izliyorlardı."Sabah erkenden çıktı o."dedi Erhan çay içmeye devam ederek.
Çağla karışık saçlarını kaşıdı.
"Nereye gitti?"
Erhan omuz silkti. "Bilmem, sormadım."
Sıkıntıyla ofladı genç kız. Annesi merakla,"Kızım odana getirdiğim tabağı bitirdin mi?"diye sorunca homurdandı. "Evet anne evet. Yedim. Yetmiş kere aynı soruyu sorma."diye yükseldi.
Arkasını dönerek odasına doğru yavaş ve minik adımlarla ilerlemeye başladı.
Biraz sonra kapı çaldığında Ateş'in geldiğini düşünerek odasından tekrar dışarı çıktı.
Ama ne yazık ki gelen Çiğdem'di.
"Merhaba abla."dedi somurtarak. "Sana da merhaba ablacığım."dedi Çiğdem montunu çıkarıp gülümserken. "Bugün daha iyi görünüyorsun."
Çağla kafasını salladı. "İyiyim evet."

Çiğdem kızın durgun yüzüne bakarak,"Neyin var senin?"diye sordu.

Genç kız omuz silkti. "Bir şeyim yok. Yeni uyandım."

"Ateş mi gitti?"

Çağla istemsizce gülümsedi. "Abla ya,"dedi utanarak. "Neyse ben odamdayım. Kitap falan okuyarak zaman öldürmeye çalışacağım."

"Peki ablacığım."dedi Çiğdem ve mutfağa giderek bulaşıkları yıkamaya koyuldu.

Akşam olduğunda Ateş gelmişti.  Çağla odasında durmuş çalan kapılara koşmayı kesmişti. Her gittiğinde bir akrabasını görüyor, komşuların hayırlı olsun sohbetlerini dinlemek zorunda kalıyordu. İç çekerek önündeki kitabı okumaya devam etti. Telefonu yoktu ve bu durum canını çok sıkıyordu.

Aniden odasının kapısı açılınca olduğu yerde sıçrayarak kim olduğuna baktı. Gelen biricik aşkı Ateş idi.
Gülümseyerek kitabı yanına bıraktı ve heyecanla ayağa kalkıp adama koştu ancak bir an başı döndü ve yere düşüyordu. Neyse ki Ateş hızla öne atılarak kızı belinden yakalamıştı.

"Napıyorsun Çağla? Ben sana dikkatli ol dedikçe sen aksini yapıyorsun."diye azarladı adam onu çatık kaşlarla. Genç kız adamın kollarına tutunarak,"Ay bir an başım döndü."diye mırıldandı.
Ateş kızı kucağına alarak yatağa götürdü. "O kadar hızlı hareket edersen tabii döner." Onu yatağa uzatarak yanına oturdu. Kaşlarını çatarak karşısındaki kızı azarlamaya başladı. "Dikkat edeceksin kendine Çağla." Çağla sıkıntıyla ofladı "Tamam."dedi ve adamın dudaklarına minik bir öpücük bırakarak kocaman gülümsedi.
Ateş kızın ona yaklaşıp öpmesiyle nefesini kısa bir süre tuttu. Hala her şey rüya gibiydi ve bu rüyadan asla uyanmak istemiyordu.

"Ne yaptın bugün, güzelim?"dedi aşkla. Çağla omuz silkerek,"Benimkisi sıradan bir ev günüydü. Geçmiş olsun diyenlere uğraştım asıl sen anlat. Sen ne yaptın?"

Ateş ayağa kalkarak ceketini çıkarmaya başladı. Bugün bir sürü mevzuyla uğraşmıştı.
Annesinin odasından gizlice aldığı o belgeleri Zekeriya'ya yaktırmış, Derya'nın babasının tehditleri ile uğraşmış ve birkaç adam pataklamıştı.

"Benimkisi de sıkıcı bir iş günüydü."dedi gülümseyerek. Gömleğini de çıkararak tshirtini aramaya başladı.

Aslında Çağla ile hemen şimdi başka güzel bir yerde, en azından yalnız olacakları bir yerde, kalabilirlerdi ama Ateş bunun tehlikeli olacağını düşünüyordu. Bu nedenle Çağla'nın ailesinin evinde kalıyorlardı.
Çağla adamın kaslı vücuduna bakarak iç çekti. "Ateş kapıyı kitleyerek bana yaklaşsana."dedi yoğun bir istekle.
Ateş kıza hayretle bakarak kahkaha attı. "Yapma şöyle güzelim."dedi ama her ihtimale karşı kapıya yönelerek anahtarı çevirdi.

Çağla omuz silkti. "Gerçekten seni her bir zerremle istiyorum."dedi. Sesindeki arzu Ateş'i deli ediyordu.

Ateş kızın yattığı yere eğilerek kolları arasına hapsettiği bedene fısıldadı. "Ne kadar sessiz olabilirsin?"

HepWhere stories live. Discover now