21. Bölüm - Şenlik 3

775 121 117
                                    


Öçeş tuttum ak yüzlümle | Yarıştım ak yüzlümle

Yüreğim yitirdi menile |Kaybetti yüreğim zevk ile

Ita irme ey kağan | Boşuna direnme ey kağan

Sevgili konturtu yürekre bilen | Sevgili yüreğine yerleşti bile

-Yibo'nun defterinden

*Rnc'nin kağanın defteri için (çaresiz) şiir denemelerinden.

***

Kazandı.

Ve kaybetti.

Son anda hedefin önüne atlayan bir tavşanın canını kazanmış, yarışı ve İlbilge'nin kazanıp kardeşine vermesi için ısrar ettiği porsuk yayı, kaybetmişti.

Xiao Zhan'a kaybetmişti.

Ellerini indirdi. Tüm kanının çekildiğini hissetti. İyi, kötü, tüm ihtimallerin altında ezilen kalbinin sancısı yüzüne yansırken yanındaki adama döndü.

İkili, birbirlerine baktıkları bu kısa anda, halkın üzerinde oluşan sessizliği fark etmedi. Kağanları, eşine, hayır, Çinli Prens Xiao Zhan'a kaybetmişti.

Yibo'nun içini öldüren ve onu delice korkutan ihtimallerden biri de Xiao Zhan'ın bu sessizliği istemiş olmasıydı. Halka, kağanlarının kaybedebileceğini, kendinin gücünü göstermek.

Okuyucunun sesi duyulmadı. Ancak gürültüden değil, konuşmadığından. Zira oyunu izlemeyi çoktan bırakan çocukların sesi ve rüzgarın uğultusundan başka tek bir çıt sesi dahi çıkmıyordu meydanda.

Yibo ayağının üzerinde bir ağırlık hissetti. Başını eğdi. Okun hedefi olmaktan son anda kurtulan, ışıltıyla bakan iki küçük gözünün üzerinde buluta benzeyen bir şekil olan minik beyaz hayvan, yumuşacık tüylerini bacağına sürtüyor, sanki ona teşekkür ediyordu.

Görüş açısına birden iki el girdi, küçük tavşanı ön ayaklarının altından tuttu ve kaldırdı. Ardından halka doğru döndü. Yibo onu şaşkınlık içinde izlerken Zhan'ın kaşları bir şeyi hatırlamaya çalışır gibi çatılmıştı. Bağırmaya hazırlanan ağzı genişçe açıldı. "Koşuklar okunsun," Duraksadı. Kirpikleri tereddüt içinde titredi. "Kopuzlar vurulsun. Kutlu Kağan kazandı, Onur duyulsun." Tavşanı kucağına çekti. Küçük hayvan evini bulmuş gibi başını göğsüne gömmüştü. Zhan gülümseyerek ekledi. "Kağan Yibo bu küçük tavşanın canını ve yarışı kazandı."

**

Kağan ve ailesi için kurulan çadırın perdesi kapandı, Atılay perdenin ardında tanrıya ve kutlu kamları Akçora'ya bu saf ikili ve devletleri için en iyi dileklerde bulunduktan sonra Gencer'le yarışmaya gitti. Yibo arkadaşının uzaklaşan adım seslerinin ardından tereddütlü bakışlarını önce ellerinin arasındaki porsuk yaya, sonra Xiao Zhan'a çevirdi. "Sen kazandın," dedi, bir şeyi doğrulamak ister gibi.

Zhan da ona döndü. "Evet, biliyorum. Ben kazandım." Omuz silkti. "Fakat halkın bunu bilmesine gerek yok-tu." Gülümseyen gözlerini keskin olanlara çevirdi. Yüzünde haylaz bir ifade vardı. "Senden daha iyi bir okçu olduğumu bilmelerine gerek yok, demek istedim."

Gerçekten de ondan daha iyi bir okçu olmalıydı, çünkü Yibo tam şu anda kalbinin ortasına saplanmış ve bir o tarafa bir bu tarafa çevrilen bir ok hissediyordu. Gerginliğini üzerinden atmaya çalışarak Zhan'ın küçük oyununa katıldı. "Benim senden daha iyi bir kılıç ustası olduğumu bilmelerine gerek olmadığı gibi, değil mi?"

Bu oyuna hevesle ve gülümseyerek giren ikili, birden duraksadı. Yibo'nun bu cümlesi akıllarına tatsız bir anıyı getirmişti: ilk konuşmalarını. Yibo'nun onunla kılıç savurmak istediğini söylediği, Zhan'ınsa böyle bir durumda onu öldürmekten kendini sakınmayacağını ima ettiği konuşmayı.

CasusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin