Bölüm 13: İŞ ANLAŞMASI

748 60 38
                                    

MIA

Kendi şirketimde saklambaç oynamanın daha fazla gereği yoktu bu yüzden sabah -Alex'in deyimi ile- daha resmi olan iş kıyafetlerimi giyip ofise çıkmaya karar verdim. Dün akşam beni gördüğünde ve ne giydiğime dikkat etmesi hoşuma gitmişti, işe giderken ya da günlük hayatta ne giydiğimi fark ediyor olmasını beklemiyordum. Gece dönüş yolunda sokakta yürüdüğümüz halimiz geldi aklıma, etrafta gazeteci yokken dahi birbirimize temasta bulunuyor olmamız hala beni şaşırtıyordu. Ayrıca bu bende yeni bir hissin doğmasına neden olmuştu; o da Alex'e istediğim zaman dokunma hissiydi. Barda arkamdan yaklaştığından beri bütün gece ona dokunmak en azından vücudunun bir kısmına değmek için bahaneler aradım. Tabi bütün bunların sonu da onu öpmek istememle sonuçlanıyordu. Böyle yoğun fiziksel çekim hissettiğiniz biri ile aynı arabada yolculuk ettiniz mi? Arka koltukta hemde. Yani iki taraftan birinin trafik gibi bir şeyle meşgul olmadığı sadece arka kolukta sizin ve aranızda titreşen elektriğin olduğu bir ortamdan bahsediyorum. Ben kaldım ve size bunu şöyle tarif edebilirim duyduğum arzudan dolayı artık kasıklarıma saplanan sancıyı hissedebiliyordum. Muhtemelen Alex vücudumun yaydığı östrojen hormonunun kokusunu duyabilmiştir. 8 kere onu kendime doğru çekip dilimi ağzına kaydırdığımı hayal ettim 8 kere kendimi durdurdum. Alex son zamanlarda değişken bir ruh haline sahipti bu da ona karşı kendimi tutmam gerektiğini hatırlatan bir alarm olmuştu benim için. Dün akşam da arabaya binmeden önce yüzünden bir gölge geçmiş ve o 8 hayali de durdurmama neden olan bu gölgeydi. İlk tanıştığımız zamanlarda bu gölgeli hali onun işte takındığı bir kimlik sanıyordum. Ona gizemli ve tehlikeli bir hava katıyordu. Ama onu tanıdıkça gizemli kısmındansa tehlikeli kısım ağır basıyordu. Bu da benim frene asılmama neden oluyordu. Eğer bedenimin ve hormonlarımın lafını dinleseydim bir ergen hikayesi gibi bin defa Alex'in üstüne atlamıştım.

Şimdi ertesi sabah bunları düşünürken kendimi tutabildiğim için gurur duyuyor, duygularımla hareket etmediğim için kendimi alkışlıyordum. Evet ona yükselmiştim ama bunu kontrol etmek o kadar da zor değildi. Bugünün alkışları Mia Johnson'a geliyor hanımlar beyler.

Beatrice'e bugün ofise geleceğimi söylediğimde rahatladığını ses tonundan anladım ve nedense bunun sebebinin biriken işler olmadığını düşündüm. Asansörden inince beni kapıda karşılaması da şüphelerimi arttırdı. Ama Beatrice ile ilgilenmeden önce koridordan geçişime odaklanmam gerekiyordu. Alex'in dediklerini düşünmüş ve isteseler o günkü halimi nasıl medyaya sızdırabileceklerini hatırladım. Bu yüzden her adımım da sırtımı daha da dikleştirirken her bir çalışanıma güven veren bir gülümseme ile bakmaya özen gösterdim. Kimisi gülümsememe aynı sıcaklıkla selam verirken kimisi bakışlarını kaçırıyordu.

Ofisime girip çantamı masama koyduğumda Beatrice kapıda durmuş beni bekliyordu. Tam ona içeri girmesini söyleyecektim ki bütün ofisimin eskisi gibi olduğunu gördüm. Yani içinden Mia adlı bir kasırga geçmemiş gibi her şeyi yerli yerindeydi. Kırdığım kalemliklerim bile yerlerini almışlardı. Döktüğüm ve devirdiğim kitaplığım bile aynı beyaz boyalı hali ile duruyordu sadece rafalarından duvara sabitlenmiş olduğunu gördüm.

'Neler oluyor burada?'

Asistanım tedirginlikle bana bakıyordu 'Masanızda bir not var.'

Çantamın yanında duran üstüne adım yazılı zarfı açtım. İçinden kalın karakteristik bir havası olan el yazısı çıktı 'Benim yüzümden yaşadığın her deprem için özür dilerim. Bir daha olmayacak, bu sondu. Sana söz veriyorum. –A.' Yüzümde saklayamadığım bir gülümseme oluştu 'Tamam Beatrice sen çıkabilirsin.' Verdiğim tepkiden sonra asistanımın derin bir rahatlama nefesi verdiğine yemin edebilirim.

LAVANTA (TAMAMLANDI)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن