Bölüm 25: ARTIK YALNIZ DEĞİLİZ

510 48 7
                                    

Selam😇
Evet o bölüm sonunda geldi🥁 Sırlarımız açığa çıkıyor, Mia'nın geçmişini sonunda denizin dibinden çıkarıyoruz.
Bu aydınlanmadan sonra ufak bir ara vereceğim ama çok özletmeden kavuşacağımızı umuyorum🙏🏽
O zamana kadar;
Kendinize iyi bakın💛
Bol bol yorum yapın 🫶🏾
Lavanta kokulu öpücükler 😘
Keyifli okumalar ⚔️✨
——————————————————-

 Bu aydınlanmadan sonra ufak bir ara vereceğim ama çok özletmeden kavuşacağımızı umuyorum🙏🏽O zamana kadar;Kendinize iyi bakın💛Bol bol yorum yapın 🫶🏾Lavanta kokulu öpücükler 😘Keyifli okumalar ⚔️✨——————————————————-

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

ALEX

'Bırak onu. Bırak.' Mia hem bağırıyor hem de benden ve kanepeden uzaklaşıyordu. Tepkisinin verdiği şokla ona doğru hamle yaptım ama o kadar hızlı geri geri yürüyordu ki sırtı cama çarptığında anca durdu. 'Mia. Sakin ol neler oluyor?'

Elleriyle yüzünü kapattı. 'Kaldır onu. Görmek istemiyorum kaldır onu.' Zinciri sanki zehirliymiş gibi çıkardığım kutunun içine koyup kutuyu dolaplardan birinin içine fırlattım. Yavaş adımlarla hala yüzünü elleriyle kapatıp yerde oturan Mia'nın yanına doğru yürüdüm.

'Tamam. Kaldırdım.' Yaralı bir kedi gibi sesler çıkarıp ağlıyordu. Yanına oturup omuzlarının şiddetle sarsılmasını izledim. Ona dokunmak istiyordum, ellerini yüzünden çekmek istiyordum ama ne tepki vereceğini bilmiyordum. Çaresiz bir şekilde sevdiğim kadının yanımda ağlayışına şahit oluyordum. 'Sevgilim iyi misin?' elimden gelen tek şey ona bunu sormaktı.

'Alex. Gitmem lazım. Burada olduğumu biliyor. Benim için bıraktı.' Şimdi ise histerik bir biçimde ayağa kalkmış yürümeye çalışıyordu ama elbisesinin etekleri çıplak ayaklarına dolanıyordu. Merdivenlere varamadan iki kere tökezledi en sonunda onu kolundan yakalamam gerekti. 'Mia kim biliyor? Neler oluyor? Nolur bana söyle.'

Kafasını hayır anlamında sallıyordu. 'Söyleyemem. Yapamam.' Gözlerinden akan yaşlar yanaklarının üstünde yol şeklinde iz bırakmıştı.

'Frank mi?' kollarımın arasında o kadar çok titriyordu ki dişleri neredeyse birbirine çarpacaktı. Hayır, anlamında kafasını salladı. 'Gitmem lazım.'

'Nereye?'

'Burada duramam. Gitmem lazım.' Gözlerinden geçen korku daha çok paniklememe neden oluyordu.

'Bensiz gitmeyeceksin. Bu sefer olmaz.' İtiraz edeceğini sandım ama bir şey demedi. Elinden tutup yukarı çıkarmama bile izin verdi. Onun elit avucumda titrerken ben onu daha sıkı tutuyordum, bu sefer benden kaçmasına izin vermeyecektim.

'Sen ufak bir çanta hazırla.' Dedim o hazırlanırken ben de ayarlamaları yapacaktım. Ne kadar uzağa gitmek isterse o kadar uzağa götürecek, ne kadar kalmak isterse o kadar kalacaktık. O giyinme odasına girdiğinde ben çoktan Stuart'ı aramış, pilotu ayarlamasını söylemiştim, aklımda o an gitmek için tek bir yer geliyordu.

Mia giyinme odasına gireli daha bir kaç dakika olmuştu ki koşarak çıkıp banyosuna doğru koştu. O kapıyı kapatamadan çoktan arkasından gelmiştim. Midesinde ne var ne yoksa hepsini boşaltıyordu. Onun bu hali ile ne yapacağımı bilmiyordum. Her zaman o kadar güçlü ve ne yapacağından o kadar emindi ki. Annemlerin evinde Frank'in adını duyduğu halinden bile daha kötüydü şu an. Kapının önünde daha fazla bekleyemeyeceğimi anladığımda içeri girdim. Saçları klozetin etrafına dökülüyrken onları elimle tutup öğürmelerinin bitmesini bekledim. Elim elbisesinin izin verdiği ölçüde çıplak sırtında daireler çiziyordu. 'Geçti.' Diyordum daha neyin geldiğini bilmeden.

LAVANTA (TAMAMLANDI)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz