Bölüm 17

44 8 3
                                    

"Andreas?"

"Berce, ah, Berce. Baban gibi olmadığımı sandın değil mi? Yanılıyorsun, sen lanetlisin ve senin karşına hep, baban gibi insanlar çıkacak!"

Nefes nefese uyandığımda saat öğlen birdi. Rüya göreceğimi sanmıştım ama, tam tersi kabus görmüştüm. Çok berbat bir kabus...
Andreas'a güveniyordum. Yoksa güvendiğimi mi sanıyordum? Bilmiyorum... ama bu kabus, korkularımı geri getirmişti.

Kapı çaldığında, saçlarımı ellerimle arkaya itip, kapıyı açmaya gittim. Andreas gelmişti. İçeri girdikten sonra bana baktı  ve;

-"Sana bir şey olmuş. Rengin bembeyaz, ne oldu? Anlatmak ister misin?"

-"Yok, bir şey ya, kabus gördüm sadece."

-"Gel buraya, gel. Sarılalım." dediğinde istemeyerek -Sanki onun kollarına itiliyormuş gibi hissediyordum- ona sarıldım.

-"Ne gördüğünü  bilmiyorum, ama sana söz verdim; Korkularını beraber yeneceğiz."

Senin değişmenden korkuyorum, diyemedim...

-"Andreas," dedim. "hiç değişme, olur mu?"

Kaşlarını çattığına emindim.

-"Değişmeyeceğim,benim güzel kızım."

Güvenmek istiyordum. Ona, sana güveniyorum,demiştim. Peki şimdi ne olmuştu?

Lanet, dedim kendime. Lanet peşimi bırakmıyordu...



* Selamlar! Önümüzdeki bölümler size biraz acı çektireceğim. Özür dilerim şimdiden, ama güzel günler göreceğiz inşallah. 💜

GEÇMİŞİN SANCISI Where stories live. Discover now