Bölüm 20

42 8 1
                                    

Eve geldim. Direkt yatağımın altına koyduğum valizime ilerledim. Aşağı eğilip, valizi alttan çıkardım ve bacaklarımın birini uzatıp, diğerini kendime çektiğim bir pozisyonda oturdum. Fermuarı açtım ve ellerimle fotoğraf albümünün olduğu bölümü buldum.  Bu albümde annem ile babamın düğününden tutun da, benim doğumuma, hatta üniversite mezuniyetime kadar fotoğraflar vardı.  Mutfaktaki çöpe ilerledim. Kendi lanetli çocukluğumu da, beni lanetleyen annem ile babamı da hayatımdan yok edecektim. Çöpün açılması için alt kısmına baskı yaptığımda birden bir ses; "Dur!" dedi. Başımı kaldırıp baktım. Karşımda bir şey yoktu, ama kafamın içinde sesler çok karmaşıktı, yüksekti.

"Neden bu kadar sinirlisin bana?" dedi o ses.

"Ben bir şey yapmadım ki! Onlar bana bakamadılar! Onlar yüzünden beni suçluyorsun, çok üzülüyorum!"

Kafamın içindeki ses, çocukluğumdu...

"Onlar yüzünden bana kıyıyorsun! Yeni bir hayat kuralım diye buraya getirdin bizi, beni de arkanda bırakmak istedin aslında değil mi?"

"Arkadaş edinmiyorsun, senin yüzünden yalnız kaldım hep!"

Farkında değildim ama ağlamaya başlamıştım.

"Ne yapabilirim senin için?" diye sordum küçük Berceste'ye.

"Andreas'a bir şans ver,o bizim yaralarımızı iyileştirecek. Ona güven! Kimseye güvenmediğin kadar güven. O bizim için doğru insan!"

dedi beynimdeki ses ve kayboldu. Sanırım çocukluğumla yüzleşmem bazı şeyleri değiştirecekti. Çöp kutusunu kapattım, fotoğraf albümünü elime aldım ve annem ve babam ile olan fotoğrafları çıkartıp, kendi çocukluk fotoğraflarımı orada bıraktım. Annem ve babamın fotoğraflarını attım sonra da. 

Salona ilerledim. Elimde fotoğraf albümüyle koltuğa oturdum. Rastgele kendi fotoğraflarımdan birini açtım. Bu fotoğraf yaz aylarında, yazlıkta çekilmişti. Altında; "Berceste, yaş 5." yazıyordu. Üzerimde pembe düz bir mayo vardı, sarı dalgalı saçlarım açıktı ve başımda yan takılmış bir şapka vardı, küçük Berceste o fotoğrafta dondurma yiyordu. Gözlerim dolarak okşadım fotoğrafı, uzun uzun baktım fotoğrafa...

Sonra bir cümle kurdum;

"Seninle barıştım, küçük kız. Artık yalnızlığa hapis olmayacaksın."



Berce'm yaaa! Seni çok seviyorum güzel kızım! Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben özellikle Berce'nin çocukluğuyla yüzleşmesini yazarken çok duygulanarak yazdım. Umarım duygu size de geçmiştir. Görüşmek üzere!

GEÇMİŞİN SANCISI Where stories live. Discover now