O sadece doğum gününü kutlamak istemişti, diğerleri ise kağıdın intikamını kanla almak... Tüm hayatını ve hatta kendi kimliğini yitirmişken, adaleti intikamla sağlamak isterken kendisini paralel evrende bulan genç bir kız. Yitirdiklerinin mutlu oldu...
Evin garajındayken, elimde bu çantayla görünmemek için ne yapabilirim diye düşünüyordum. Adam böyle bir çanta taşıdığımı görse bir şeylerden şüphelenip çantayı açmamı isterdi ve sonrası tam bir facia. Çalışanların telefon numarası bende olmadığı için tek çare Angela'ya mesaj attım. Umarım henüz uyumamıştır.
| Selam! Adam evde mi ya da uyudu mu? Beni görmesini istemiyorum. |
|Sorun ne, iyi misin? Neredesin? |
|Yüksek promil problemi. Merak etme kapıdayım, sadece sınav zamanı böyle görünmek istemiyorum. |
|Uyuyor. |
Paltomla olabildiğince çantayı örttüm ve eve girip parmak uçlarımda koşturarak odama çıktım. Angela'nın bu mesajlar üzerine odama gelme ihtimali yüksek olduğu için çantayı yatağın altına saklamak istedim ama tabii oraya sığmadı. Hemen banyoya koşup küvete bırakırken kapımın tıklatıldığını duydum. Ben ışık hızıyla banyonun kapısını kapatıp çıkarken Angela da tıklattığı kapının cevabını alma gereği duymadan odama girmişti. Ben yatağıma doğru yürürken Angela'da bana doğru geldi.
"İyi misin?"
Ellerim istemsizce saçıma gitti. Bu kadar gerginlik bir anda basmıştı beni ve bu da kulaklarımdaki kalp atışlarımın sesini tüm dünya duyabilirmiş gibi hissettiriyordu. Yatağın kenarına oturdum.
"Sınav zamanı aşırı yüklenme ve stres balatalarımızı yakmasın diye biraz vidaları gevşettik" diyerek salakça gülümsemeye çalıştım.
"Vega, bunu yapmak zorunda değilsin. Şirkette olmanın senin için iyi olacağını düşünmüyorum."
Derin bir ah çekerek kendimi yatağa bıraktım. Sarhoşum dediğim gecede böyle ciddi konuşması... Gerçekten mi ya?
"Başka zaman konuşabilir miyiz? Şu an gerçekten sadece... sadece uyusam yeter."
Neyse ki bir şey söylemeden, beyaz geceliğinin yere sürünen kumaş sesiyle sessizce odamdan çıktı. Birkaç dakika sonra yataktan kalkıp kapımı kilitledim ve banyodan çantayı alıp giyinme odama gittim. Şifoniyerin üzerine koyduğum çanta olduğu gibi soğuk bir gümüşlükte parlıyordu. Çantayı açtığımda bu spot ışıklar altında bin kat daha net görünen kusursuz gerçeklik içimi ürpertti. Ellerimle şifoniyerin kenarından tutunarak destek aldım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sirius, neden bir silaha ihtiyacım olduğunu düşünmüştü ki?
Çantada küçük bir HS H11 silah ve dikdörtgen telefonumsu bir şey vardı. Silahın yanındaki cihaz şifreler içindi muhtemelen ama silah neden? Son yıllarda babamın yeni hobisi atışçılıkta ona eşlik etmiştim, silaha dokunmadık değilim ama şimdi böyle beklenmedik bir şekilde görmem ve kendimi bu derece korumak zorunda olduğumun böyle ifade edilişi resmen birinin eliyle kalbimi sıkması gibiydi. Cihazı alıp çantayı kapattım ve nereye saklayabileceğimi düşünmeye başladım. Büyük bir marka çantanın saklama torbasına koydum ve yine markanın büyük taşıma çantasına koyarak diğer kutuların en arkasına yerleştirdim. Çok ahmakça, şu an yaptığım her şey çok ahmakça geliyordu bana ama başka da ne yapabilirdim bilemiyorum.
