YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM

925 74 199
                                    

Kararan bulutlar da biliyorlardı parlamayı, ama onlar da sessiz sedasız yok olmak istediler.

Denizin üstündeki gemi bile yüzüyor. Çünkü kaldırıma kuvveti var. Ama benim sevgimi sen kaldıramadın. Haklısın belki çok sevdim. Sende sevseydin belki beraber kaldırırdık o sevgiyi. Elimi tutsaydın kaldırırdık. Az sevgi insan öldürür, çok sevgi ruhu parçalar.

İçimdeki çocuğun bedeni sağ ruhu ölüydü. Yüzü bembeyaz elleri kan içindeydi. İçimdeki çocuk ufacık elleriyle bedeninde kanayan yaraların, kanamasını engellemeye çalışıyordu. Zamanla kabuk bağlayan yaralarım, tekrar kanamaya başlıyor çünkü iyileşemeyecek yaralar vardır. Bazı yaralar kapansa da dikiş tutmaz, kabuk bağlasa da kanar.

Acı, insanı büyütürdü ama yaralar kalırdı.

Asrın'ın beni zorla kaldırmaya çalışmasıyla uyanırken her seferinde benden önce kalkmayı nasıl başardığını anlayamıyordum. Ben mi çok uyuyordum Asrın mi az uyuyordu bilmiyorum.

"Liya, hadi ya yarım saattir başında bekliyorum."

"Sende uyu, gel." diyerek onu yanıma çektim. Yanıma yattığında göğsüne sokuldum. Gülerek ofladığında gülmek istedim.

"Kalk hadi, saat kaç oldu. Kimse gelmeden, bir şeyler yiyip gidelim. Hadi bak kalkmazsan öperim." geri çekilip omuz silkerek duvara doğru dönerek Asrın'a arkamı döndüm.

"Öpme!" gülmeye başladığında üzerimi iyice örttüm. Asrın belime sarıldığında ondan kaçmaya çalıştım. Üzerimden geçerek duvarla arama girdi.

"Hadi sarılalım." dedi. Gözlerimi açıp ona baktım.

"Çocuk musun sen?" omuz silktiğinde beklentiyle bana bakıyordu. Gülüp göz devirince bunu olumlu olarak alıp, bana sarıldığında boynuna sarıldım. Saçlarını okşarken, uykum kaçmıştı Asrın yüzünden. Hava güneşliydi ama çok da soğuktu. Üzerimizi örttüm. Asrın'ın kapşonunu kapattığımda başını kaldırıp bana baktı. Çok tatlı görünüyor olmasına gülümsedim. Karın boşluğumda hissettiğim anlık sızlamayla tepkisiz kalmaya çalıştım.

"Kalkalım mı? Uyandım zaten." dedim kaçmaya çalışarak. Acı artıyordu ve belli ederek telaşlandırmak istemiyordum. Asrın başını sallayarak yataktan kalkıp beni de kaldırdı. Kapşonumu kapatarak yanağımı öptü ve kaçar gibi aşağı indiğinde güldüm ona. Banyoya gittim, belimi açarak boşluğuma bakmaya çalıştım.

Tahmin ettiğim şey olmasın lütfen.

Aynaya bakarak yan döndüm. Boşluğumda oluşan morarmayla bu sefer korkmadım. Alışmıştım. Vücudumun morarmasına alışmıştım. Diğerleri acımıyor hatta varlıklarını bile unutuyordum ama yenileri hepsini hatırlatıyordu.

Tek bir yara diğer bütün yaraları deşiyordu.

Ağrımaya başlaması üzerine elimi boşluğuma bastırarak kapıdan destek aldım. Canım yandıkça kendimi sıkıyor kendimi sıktıkça sanki ter boşalıyordu benden. Acıdan dolan gözlerimle yere çöktüm. Ağrının hafiflemesini beklerken aynı hızda devam ediyordu.

"Liya?" Asrın'ın sesiyle refleks olarak kapıya baktım. Kaç dakikadır buradaydım bilmiyorum ama anlaşılan yanına inmemem onu meraklandırmıştı.

Lotus ÇiçeğiWhere stories live. Discover now