YİRMİ SEKİZİNCİ BÖLÜM

684 61 16
                                    

Geride kalanlar, gidenlere hesap sorabilirdi ama gidenler ne kalana ne de gittiği yere hesap sorabilirdi.

Kırık cam parçalarına basmaktan canım yanıyordu. Yerler kan içindeydi. Geri adım atsam daha fazlası batıyordu ancak önümde de camlar azalsa da uzun bir yol vardı. Ya geri gidecektim ya da ileri. Sonuçlarına da katlanmak zorunda olacaktım bu yüzden seçimler önemliydi. Attığım adım yanlış olurda düşersem bu sefer her yerim kanardı. Kendime güvenirsem ona göre hareket ederdim.

Önüm arkam sağım solum, bıçaklar doluydu. Olduğum yerde durmalıydım. Bu benim zamanımı alırdı ama canım yanmazdı en azından.

Karşımızdaki adam yani adının Ateş olduğunu öğrendiğimiz adamla beraber eve giderken hepimiz sessizdik içeri girince geçip oturduk. Asrın yanıma oturduğunda elimi hala sıkıca tutuyordu. Demir ve Ada diğer koltuğa oturdular Kuzey de ayakta kalarak adama tip tip bakmaya başladı.

"Dinliyoruz." dedi Asrın.

Ben çok da dinlemek istemiyordum. Daha ne olabilirdi bilmiyorum ama hiç iyi hissettirmeyecekti. Asrın bana baktı.

"İstersen yukarı çıkabilirsin." dediğinde Kuzey bana döndü.

"Liya, gel biz çıkalım." dedi. Gelip elimi tuttu, beni kaldırırken itiraz etmedim. Kuzey'le yukarı çıkıp odama girdik. Yatağa otururken yanıma oturdu. "İyi misin?" dediğinde başımı salladım. Ellerimle oynarken ellerimi tuttu. "Liya, kimse seni suçlamıyor biliyor musun? Hemde hiç kimse."

"Ben suçluyorum. İnsanın kendi kendini sorgulaması hepsinden çok daha kötü." dedim. "Ben artık kendimi iyi hissetmiyorum. Sizinle kalmakta istemiyorum çünkü buraya ait değilim. Nida haklıydı. Hiçbirinizin ailesi sorunlu değil benim anneme bak, bu durumda olmamıza sebep oldu. Kim bilir daha neler yaptı, aşağıda anlatıyordur."

"Liya, kardeşim neden anlamıyorsun. Bu sensin, o annen. Annenin günahını omuzlarına almak zorunda değilsin."

Annemin günahını omuzlarına almak zorunda değildim.
Ama annem o günahların ağırlığını üzerime bir anda bırakmıştı.

"Laboratuvardan getirdiğimiz dosyaları okuyalım." dedim birden. Çekmeceden aldığımız dosyaların hepsini alıp yatağıma geri oturdum.

"Liya bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum." baygın gözlerimle ona baktım. Bir şey demeden tekrar dosyalara bakıp kendiminkini aldım. Kuzey beni engellemek için elini elimin üzerine koydu. "Liya, lütfen."

"Kuzey, bırakır mısın?" dedim elimi geri çekerek. Nefesini bırakarak yanıma yaklaştı. Dosyayı açıp kaldığım yeri buldum ve okumaya devam ettim.

Liya Uluöz;
4 nisan, kan pıhtılaşması:

3 gündür uyanmıyordu. Bir diğer bebek olan Asrın'dan aldığımız kanı ona enjekte ettik. Kanında değişim görülünce birkaç saat içinde uyandı.

Lotus ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin