YİRMİ YEDİNCİ BÖLÜM

883 61 27
                                    

Kötüler iyi olmayı tercih edebilirlerdi ama kötü doğmak diye bir şey olsaydı, tercih yapılamazdı.

Yokuş çıkmak, nefes nefese kalmak demekti ve boşa yokuş çıkmak, sonu belli olan ve bunu bile bile kendini yorduğun yola girmekti. Gereksizdi ve kendini yormaya değmezdi. Bazen üzülerek de olsa başka yola girmek gerekir. Aydınlık olan sokağı çıkmaza tercih etmek gerekir.

Yıldızlarla dolu yolda ilerlerken, ayak bastığın her yerin çiçekler açtığını ve bu çiçeklerin de herkese umut kaynağı olduğunu düşününce, o yolda koşası gelir insanın.

Yıldızlar, yeryüzündeki çiçekleri kıskanır mıydı? İkisi de aynı durumda değil miydi? Biri yeryüzüne mahkum diğeri gökyüzüne. İkisinin de ışığı kesilene kadar o hayatı yaşayacaklardı.

Yarım saattir yerde oturuyordum. Kimsede sesini çıkarmıyordu, hepsi oturmuş sakinleşmemi bekliyorlardı. Asrın da sırtını yatağa doğru yaslamış sabırla saçlarımı okşuyor, arada öpüyor ve sakinleşmem için kulağıma bir şeyler fısıldıyordu. Başım hala göğsündeydi, ağlamayı bırakmış olsam da hıçkırıklarım devam ediyordu ve arada gözyaşlarım akıyordu.

Kuzey ise hala elimi tuttuğu için üzerini okşuyordu, düşen gözyaşlarımı siliyordu. Demir ve Ada ise duvarın dibine çökmüş başta dolu olan şimdi normale dönen gözleriyle bizi izliyorlardı.

Merdivenleri sertçe çıkan Nida'yla herkes o tarafa döndüğünde bana doğru geliyor olmasıyla Kuzey ve Demir ayaklandı. Asrın yerinde kıpırdanırken onu izliyordum.

"Sen nasıl hala buradasın ya? Asrın, annesi senin anneni öldürdü farkında mısın? Baban öldü. Nasıl hala gitmesine izin vermezsin." Asrın bana daha çok sarılarak başımı göğsüne bastırdı ve bu sırada kulaklarımı kapattı.

"Nida aptal mısın? Kızın halini görmüyor musun?" dedi Demir.

"Nida! Liya'nın bu olanlarla hiçbir suçu yok, annesini engelleyemezdi. Hem o Liya'nın annesi değil Nida, kes sesini artık, sanki Liya yapmış gibi konuşmayı bırak! Yeni sakinleşmişken bir de seninle uğraşamam. Sen anneni Liya'ya hesap sorarak geri getiremezsin, Liya senin annen yaptı diyerek kimseye saldıramazsın. Ben buna izin vermem." diyen Asrın bana daha sıkı sarılarak saçlarıma öpücük bıraktı.

"Asrın, kızın annesi yaptı diyorum. Onun annesi yüzünden senin annen yok!" cümleleri o kadar ağır geliyordu ki bana gözümden düşen yaşları sildim.

Ada ayaklanırken, "Nida! Mal mısın sen? Sussana artık!" dedi. Bağırıyordu ve gelip Nida'nın önünde durdu. Nida Kuzey'e baktı ve Ada'nın ona bağırmasını umursamadı.

"Kuzey? Sen bir şey demeyecek misin?" dediğinde Kuzey başını iki yana salladı.

"Ne dememi istersin? Bırakayım da Liya'ya mı bağır? Kusura bakma Nida ama haklı değilsin, Liya benim kardeşim ve başına gelen hiçbir şeyden sorumlu değil. Bu yüzden ne sen ne başkası, onu bu konuda suçlayamaz." dedi. Asrın saçlarımı okşamayı bırakmadan eğilip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

Lotus ÇiçeğiKde žijí příběhy. Začni objevovat