OTUZUNCU BÖLÜM

584 53 11
                                    

Uçurtma bile bir süre sonra yere çakılıyordu ben de sürekli uçamazdım. Elbet kanatlarım alınacaktı.

Nasıl ki, suyun üzerinde bir gemi yüzüyor, denge kurabiliyordu bende yapabilirdim. Suda batmadan yüzerdim, biri gelip beni aşağı itse bende dengemi o an kuramaz ve batardım. Gemi de su aldığında ağırlaşıp batıyorsa, benim acılarım da beni boğardı o suda. Batırırdı beni.

Sevgi bazen çözüm olmayabiliyor. Bazen çıkmaza sokuyor seni orada bırakıp üstüne kapıları kapatıyordu. Sonra orada bir yangın başlıyordu. Ya yanacaktın ya da yanacaktın. Sonucu aynı olacaktı. Sen sadece saçma sapan fikirlerle yanmamak için çözüm üretecektin ama onun sonucunda yine yanacaktın.

Sanki gittikçe korkunç bir hale bürünüyordu bu durum. Ne o bana bakabiliyordu ne de ben ona. Çünkü birbirimize iyi gelebilecek raddeye gelmiş de geçmiştik. Bu saatten sonra ruhsal olarak iyileşsek de bedensel olarak çürüyorduk.

Ne kadar garipti. Boğularak ölmüyor, trafik kazası geçirmiyor veya başka bir şekilde ölmüyorduk belki bunlar da olabilirdi ama belliydi sonumuz. Acı çekerek, kanımız yavaş yavaş çekilecek ve soğuyan bedenimizle yapayalnız kalacaktık.

Tek dilek, tek cümle.
Onunla ölmek istiyordum.

Asrın'ı zorla uykuya teşvik ettikten sonra sonunda uyumuştu, elimi çok sıkı tutması nedeniyle zorlukla ondan kaçarak aşağı indim. Mutfağa girip yemek yaparken, evde olan çorbayı ısıtıyordum. Salata yapmak için malzeme çıkardım. Domatesleri doğmadım, soğan doğrarken fazlasıyla acı çıkan soğandan dolayı gözlerimden yaşlar aktı. Gözlerimi de zorla açtım sonrasında. Çorbanın altını kapattım karıştırarak. Asrın neredeyse 2 saattir uyuyordu kaldırıp, bir şeyler yemesini sağlasam hiç fena olmazdı.

Yukarı çıkıp Asrın'ın yanına gittim. Elimi alnına koyarak ateşine baktığımda hafif düşmüş olsa da hala vardı. Biraz daha uyusun diye odadan çıkacaktım ki Asrın elimi tuttu. Ona bakarken yanına oturdum.

"İyi misin?" belli belirsiz başını sallarken saçlarını okşuyordum.

"Yanıma yatsana." dedi. Sorgulamadan ya da hiç düşünmeden yanına yattığımda benim yaptığımı yaparak bana sokuldu ve başını boynuma doğru yaslayarak sarıldı. Ona sarılarak yanağını okşamaya başladım. Asrın üzerimizi örttü.

"Kalkıp bir şeyler yemelisin." dedim. Başını salladığında alnını öptüm. "Nasıl hissediyorsun kendini?"

"Mutlu." dediğinde güldüm. Sessiz sakin konuşuyordu, ayrıca uykuluydu da. "Hep sen böyle uyuyorsun. Eğer bana her seferinde böyle sarılacaksın ben hep hasta olmak istiyorum." dedi. Temasımdan bahsediyordu galiba.

"Saçmalama, hasta falan olma. Ben sarılırım sana." dedim saçlarını okşarken. Yüzünü izliyordum. Asrın'ın teni bembeyazdı, kirpikleri uzundu ve çok güzeldi. Eğilip gözünün altını öptüm. "Hadi kalkalım." dedim. Yanından kalktığımda onu uyandırmak için uğraşmaya başladım. "Kalksana! Aç kaldım senin yüzünden!" dediğimde güldü. Gözlerini açarken küskün gibi bakan benimle göz göze gelince daha çok güldü. Yatakta doğrulup bana baktı. Elimi tekrardan alnına koyarak ateşini kontrol ettim. Ben ayaktayken başını karnıma koyduğunda biraz uykusuz ve halsizdi. Belime sarıldığında eğilip saçlarını öptüm. Hastayken çocuk gibi oluyordu.

Lotus ÇiçeğiWhere stories live. Discover now