12.BÖLÜM -OTOPSİ

97 7 3
                                    

Siyah renkli ekip otosu Sarmaşık Sitesinin 5 Km doğusunda Alsancak Caddesinde seyir halindeydi. Aracın ön yolcu koltuğunda oturan Tahsin Komiser montunun yan cebinden çıkardığı minik dejenfektanı eline döküyordu. Şoför koltuğunda oturan Ayla Komiser göz ucu ile ona baktı ve gülümsedi:

"Şu pis huyundanda bir kurtulamadın ha Tahsin."

"Pis mi? Kızım şu elimde tuttuğum antiseptik eldeki bakterileri yüzde doksan oranında öldürüyor. Bu durumda pislikten bahsetmen oldukça ironik."

"Dökmesen ölürsün sanki. Hem vücudun mikroba da ihtiyacı var." Ayla Komiserin direksiyon simidini tutan parmaklarındaki kara lekeleri fark eden Tahsin Komiser:

"Şu ellerindeki pisliği bak. Boş konuşmada getir sanada biraz dökeyim." Tahsin Komiserin parmaklarına iğrenir gibi baktığını fark eden Ayla Komiser:

"Ha, o lekemi... önemli değil ya, asansörden bulaşmış olmalı. Kapısını yeni yağlamışlarda." Parmaklarını yaladı:

"İşte bitti. Bak tertemiz oldu."

Gülümseyen ve kafasını iki yana sallayan Tahsin Komiser 'Güzel kız ama çok pis.' Diye düşünürken, Ayla Komiser 'Tahsin iyi, hoş çocuk ama şu temizlik takıntısı ile çekilir dert değil. Adam lateks eldiven taktıktan sonra kavgaya dövüşe giriyor. Valla Asuman bu çocuğa iyi sabretmiş.' Diye düşünüyordu:

"Bizim Vedat'la Orhan ne yaptılar acaba? Hiç aradın mı sen Ayla?"

"Yok aramadım ama onların işi uzun sürer." Saatine bakan Tahsin Komiser:

"O zaman ben arayayım. Eğer işleri uzun sürecekse Polis Merkezinden yardım istesinler. Polis Merkezinden Ercan Komiser akademiden devrem olur. Arar söylerim."

Cep telefonunu çıkardı ve Cinayet Büro Amirliğinde görevli polis memuru Vedat'ı aradı. Vedat ikinci çalmasında telefonu açtı. Evet, maktülün cesedinin bulunduğu ormanlık alanı merkez alıp iki kilometre çapındaki bulabildikleri tüm kamera kayıtlarını almışlardı. Kamera kayıt işi çabuk bitmişti çünkü gecekondu mahallesinde güvenlik kamerası pek bulunmuyordu. Hayır, daha tanık araştırmasını bitirememişlerdi. Yine aynı şekilde 2 kilometre çapında bir araştırma yapıyorlardı. Polis Merkezi Amirliğinden destek isterlerdi ama geleceklerini pek sanmıyorlardı:

"Sizin polis merkezini aramanıza gerek yok. Ben Ercan Komisere sizin numaranızı veririm. O sizi arar. İfadeleri bu akşama kesin bitirin. Tamam. Haydi kolay gelsin." Telefonu kapadı:

"Ayla senin otopsi saat kaçtaydı?"

"Altı buçukta."

"O zaman bir saate yakın boşluğun oluyor. İstersen birlikte yemeğe gidebiliriz?" Dudak büken Ayla Komiser:

"Bilmiyorum ki... Öyle pekte iştahım yok ama kokoreç yiyeceksek hayır demem." Tahsin Komiserin yüzünün ekşidiğini gördü. 'Kalıplı, delikanlı bir adam olduğu için şu titiz halide amma garip duruyor. Hala Tahsin'in şu takıntısına alışamadım.' Diye düşündü:

"Merak etme Tahsin, usta tanıdık. Üstelik o boklu kısımlarını iyice yıkıyorlar. Ayrıca pişerken de tüm mikrobu ölüyor."

"Neyse artık. Bende başka bişey yerim. Herhalde çorba falanda veriyorlardı. "

"Saçmalama Tahsin. Başka bir yere gideriz."

"Olmaz Ayla. Belli senin canın kokoreç istemiş."

"Ama Tahsin..."

İKİ BEDEN BİR KALP(TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora