54.BÖLÜM - HATIRLAMAK

92 8 0
                                    

Uyandı ve telefonun zil sesini duydu. Yüzündeki çürükler sarı yeşil bir renk almaya başlayan Zehra, kirli sepetinde bulduğu Oktay'ın beyaz renkli gömleğine sıkıca sarılmış halde ağlarken uyuyakalmıştı. Yatağın baş ucundaki komodine uzandı ve cep telefonunu eline aldı. İsimsiz bir cep telefonu numarasıydı. Hemen açtı:

"Efendim."

"Kızım ben Murtaza amir."

"Buldunuz mu Aslı denilen o kadını profesör?"

"Hayır kızım bulamadık ama soruşturma açısından önemli olduğunu düşündüğüm bazı yeni detayları seninle birlikte değerlendirmemiz gerekiyor. Evinde misin?

"Evet evindeyim. Nedir bu bahsettiğiniz detaylar?"

"Şuan trafikteyim kızım. Yolda sana anlatırım." Kaşları çatılan Zehra:

"Yolda mı? Bir yere mi gideceğiz."

"Evet kızım. Yarım saat içinde orada olurum. Ona göre hazırlanırsın."

"Peki."

Cep telefonunu yatağın üstüne bıraktı. Acaba nereye gideceklerdi ve Profesör detay derken neyi kast ediyordu? İri mavi gözleri yatak odasının pencerelerine bakınca batı tarafındaki kızıllığı gördü. Güneş batıyordu. Birazdan alacakaranlık olacaktı. Yataktan kalktı ve hole doğru yürüdü.

***

Kar taneleri siyah renkli ekip otosunun ön camına düşüyor iki çift silecek gacırdayarak yılmadan görevini yerine getiriyordu. Ön yolcu kapısı açıldı ve gri renkli pijamasının üstüne giydiği siyah paltosu, kafasına geçirdiği beyaz yünlü beresi ile koltuğa oturan Zehra kapıyı çarptı:

"Ne buldunuz? Lütfen bana anlatın." Gülümseyen Profesör:

"Hoş geldin kızım. Şimdi seninle Cihangir'deki iki katlı ahşap bir konağa gideceğiz." Dedi ve siyah renkli ekip otosunu hareket halindeki trafiğe soktu:

"Cihangire mi?"

"Evet kızım. Gideceğimiz evi Oktay Beyin sizden gizli olarak kullandığını düşünüyoruz."

"Benden gizli mi?" Diyen Zehra'nın iri mavi gözleri gözyaşları ile dolmuştu. Titreyen dudakları ile:

"Yani beni o evde Aslı denilen kadınla mı aldatıyor muydu?" Siyah renkli ekip otosunun arkasında seyreden kırmızı kamyonet uzun farlarını yakınca aracın içi sarı far ışığı ile aydınlandı:

"Henüz bilmiyoruz kızım. Ayrıca o evi Oktay Beyin kullandığına da emin değiliz. Seni bu yüzden o eve götürüyorum. Evdeki özel eşyaların Oktay Beye ait olup olmadığına bakacaksın."

"Peki Oktay'ın o evi kullandığı ortaya çıkarsa ne olacak?"

"Araştırmamızı eve odaklayacağız. Açtığımız kapılardan bir tanesinin ardında soruşturmanım yön değiştirmesine neden olacak bilgiler elde etmemiz yüksek bir ihtimal dahilinde." Dedi ve etkisini kaybeden kar yağışı nedeniyle silecekleri durdu.

Sonraki 45 dakika boyunca sessizlik içinde yol aldılar ve kaldırım taşları ile döşeli Yaldız sokak 22 numaralı ahşap konağın önünde durdular. Hava çoktan kararmış, gökyüzü kar yüklü ak bulutlar ile kızıl bir renge bürünmüştü. Araçtan indiler.

Tahtaları kararmış iki katlı ahşap konak sokaktaki diğer evler gibi aydınlık değildi. Pencerelerin paslı demir parmaklıkları ardındaki kırık camlar bir canavarın dişleri gibi görünüyordular. Basamaklardan çıktılar ve Profesör ön kapıyı iterek açtı. Küflü, kötü bir koku ile karanlık onları karşıladı. Profesör'e bakan Zehra:

İKİ BEDEN BİR KALP(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now