31

797 69 30
                                    

Selaaaam!
Bir türlü sonunu getiremediğim bir bölüm oldu, derin bir nefes alın ve okumaya başlayın.

Satır arası yorum yapar ve oy verirseniz çok mutlu olurum.

O büyülü anların üzerinden tamı tamına on saat kırk iki dakika geçmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


O büyülü anların üzerinden tamı tamına on saat kırk iki dakika geçmişti. Bu süre zarfının altı saat on beş dakikasını uyumuş; geriye kalan vakitleri de yer yer çığlık atarak, yer yer kendimi yatağa fırlatarak geçirmiştim.

Bir ara gülme krizleri de yaşamadım değildi ama halletmiştim. Bugün balo yoktu, festival şölen ve daha niceleri de yoktu yani dinlenebilirdim. Ama kafamda koca koca soru işaretleri vardı, Pietro'ya ne diyecektim?

Dün gecenin ardından karşısına nasılsın çıkacaktım, çıksam bile ne diyecektim, o bana ne diyecekti? Henüz sevgili bile değildik, hakikaten biz şimdi neydik?

Gidip birinden akıl almayı düşündüm ama kime gidecektim ki? Üzerime gündelik olarak nitelendirilen ancak dünyada asla ama asla gündelik olmayan, hatta kostüm partilerini anımsatan mavi bir elbise giydim.

Sarayın güneş vuran koridorlarında geçip rastgele dolanmaya başladım. Çünkü biraz daha odamda kalsam çıldıracağıma emindim. Kime akıl danışabilirdim ki, Natasha?

Odasının önüne gelip kapıyı tıklattım. "Nath... benim." İçeriden ses gelmediğinde biraz aralayıp kafamı içeri uzattığımda içerinin boş olduğunu gördüm.

Hayal kırıklığıyla kapıyı tekrar kapattığımda biraz yüzüm düşmüş biraz da enerjim azalmış bir şekilde koridorda yürümeye devam ettim. İlk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum, ne yapmam gerekiyordu ki?

Hiç flörtüm yok değildi, sevgililerime olmuştu ancak hiçbiri basit gençlik aşklarının ilerisinde değildi.

Bu öyle mi? Basit bir gençlik aşkı değil mi? Diye sordu iç sesim. Bir ima değildi bu, gerçekten merak ediyordu ve ben cevabı bilmiyordum.

Bildiğim tek şey kimsenin kalbimi onun gibi çarptırmadığıydı.

Yoluma devam ettim ancak bizimkilerden hiçbiriyle karşılaşmadım. Muhtemelen ya dün çok yorulmuş ya da şehre gezmeye gitmişlerdi. Öncesinde gördüğüm sarayın arka tarafındaki iskeleye gitmeye karar vererek bahçeye çıktım.

Pembe ağaçların arasından geçip oyalanmadan sancağa yerleşmek istiyordum ama uzaktan gördüğüm kadarıyla sancak doluydu. Biraz daha ilerlediğimde Bı kişinin Loki olduğunu görmem göz devirmeme sebep oldu.

"Merhaba, Stark." Yanına oturduğumda bana bakma gereği bile duymamıştı.

"Merhaba, Loki." Dedim bende derin bir nefes alarak. "Nasıl gidiyor, Dünyayı ele geçirme planlarına devam mı?"

"Yakınlarda Dünya için pek bir projem yok, yıllık izindeyim." Dedi alayla.

"Hm, hadi ya? İzni kimden alıyorsun?"

Nyx • Pietro MaximoffWhere stories live. Discover now