Antik mısırdaki satanist atalarımın laneti

1.3K 177 35
                                    

Yetişkinlerin çok gereksiz kuralları vardı. Mesela her akşam erkenden yatmaya zorlanmamız ya da yemekten önce tatlı yemememiz gibi... 5844 gün sürecek çocukluğum boyunca sadece birkaç gün geç yatmak ve yemekten önce tatlı yemek istemiştim. Hiçbirinin kabul edildiğini hatırlamıyordum. Yani neden kurallar konusunda bu kadar katı olmak zorundaydık? Neden bir kez olsun boş verip anı yaşamıyorduk? Neden onların zorladığı keskin çizgileri olan bir hayatı yaşamak zorundaydık?

Bu yüzden Vini için akşam yemeğinde pasta yapmaya karar verdim çünkü lanet olası sadece bir kez akşam yemeğinde pasta yemek onu öldürecek değildi.  Hayatım boyunca sağlıklı olduğu için sevmediğim yemekleri yemek zorunda kalmıştım ve sonucunda ise hastalanıp ölmüştüm. Yani her gün ağlayarak yemek zorunda kaldığım haşlanmış yumurtanın bana hiçbir faydası olmamıştı.

Ben düşüncelere dalmışken Vini iştahla yaptığım muzlu pastayı yiyordu.

"Çok şanslısın seni haşlanmış yumurta yemeye zorlamıyorum." Tabağından kafasını kaldırıp bana bir bakış attı.

"Haşlanmış yumurta da ne?"

"Ne demek ne? Şaka mı yapıyorsun? Bu dünyada haşlanmış yumurta yok mu?"

"Neyden bahsettiğine dair hiçbir fikrim yok." Bu gördüğüm en haksız düzendi. En başından bu dünyada doğmuş olsaydım hayatım boyunca yumurta yemeyebilirdim. Hey, bu düzeni kim kuruyor böyle?

"Tavuğun götünden çıkan şeyden bahsediyorum, yumurta yani." Bana bakıp yüzünü buruşturdu.

"Onu biliyorum. Haşlanmış yumurta derken yani?" Ah sanırım yumurta vardı, sadece haşlamıyorlardı. Ya da Vini'nin çok farklı bir sofra kültürü vardı. Patates çorbama ettiği onca hakaretten sonra anlaşılabilirdi.

"Suda pişirip yiyorsun işte. Sana haşlanmayı biyokimyasal olarak açıklamam mı lazım?" Ağzına götürdüğü çatal yarı yolda dururken gözlerini büyütüp şaşkınlıkla bana baktı.

"Ne? Sen yumurtayı yiyor musun?" Bu dünyada kimse yumurta yemiyor muydu? Gerçekten güzel bir ebeveyn eğitimi veriliyor olmalıydı.

"Yani zorla, evet?" Çatalını tamamen tabağa bırakırken bana dehşetle baktı ki (iddialarına göre) onu haftalarca aç bir şekilde kilitli tuttuğum bodrumda bulduğumda bile yüzüme böyle dehşetle bakmamıştı.

"Sen yumurtayı yiyor musun? Hani o tavuğun bebeğinin içinde olduğu şeyi... Nasıl bu kadar cani olabilirsin? Tamam yani beni kaçırmış olabilirsin ama yine de yumurtaları yediğini düşünmek..." Gözlerim büyüdü.

"İçindeki civciv büyümüşken değil! Yumurta daha yeni çıktığında!" Yanlış anlaşılmanın verdiği rahatsızlıkla ayağımı stresle sallıyordum.

"Yine de o bir gün etrafta ciyaklayarak gezen tatlı bir civciv olacak... O daha küçük bir bebek... Sana inanamıyorum. Hamile kadınları kaçırıp onların da bebeklerini yiyor musun?" Kültür farkının sebep olduğu kaosun bu kadar yıkıcı olabileceğini tahmin edemediğim için gerçek anlamda dehşete düşmüş hissediyordum.

"Tanrı aşkına hayır! Sen çıldırdın mı? Neden böyle bir şey yapayım?" Vini, beni gizlice inek yerken yakalamış hindistanlı gibi yüzüme bakıyordu. Acaba burada tavuğa mı tapıyorlardı? Antik mısırda kedi kessem alacağım tepki bundan hallice olurdu.

"Neden yapmayasın? Civciv yiyorsun sonuçta. Bir bebeğin doğup büyümesine bile şans vermiyorsun. Bebek bir canlıyı yiyorsun... İnanılır gibi değil. Beni de yiyecek misin? O yüzden mi günlerce aç bıraktın çünkü bağırsaklarım-"

"Lütfen kes şunu! Seni yemeyeceğim, hiçbir bebeği yemeyeceğim! Bu da nereden çıktı?" İkimiz de çıldırmış gibi birbirimize bakıyorduk. Atalarım antik mısırda yaşayan ilk satanistler olduğu için şu an bir lanetin kaderini yaşıyor olabilir miydim? İhtimaller dâhilindeydi. Eyşanlar ölmez şekil değiştirir demezler mi hep? Belki de bu üçüncü hayatımdı ve ilki 21. yüzyılda değil milattan önce 3. yüzyılda yaşanmıştı. Antik Mısırda kedi kesmeyi bırakıp bu dünyada doğmamış civcivleri yemeye mi başlamıştım? Aslında teknik olarak henüz bu dünyada yumurta yemiş sayılmazdım.

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıWhere stories live. Discover now