Çalınan malın geri alınamadığı sözleşmelerin ihlali

1.1K 207 22
                                    

Dilenci değilim ama içinizden gelirse bir yıldızınızı alırım.

Medya Rev. Bu ya da buna yakın bir şeyler olarak hayal ediyorum. Kahverengi saçlı ve mavi-yeşil gözlü. Siz de istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz.

###

Telefonumda sürekli karşıma çıkan level80 mafya patronu vs level1 suçlu tarzı reklamların içindeki level1 suçlu gibi hissediyordum.

"Kendini özletmeye başlamıştın ama... Demek sonunda girdiğin delikten çıktın." Rico olanın konuşması ile bakışlarımı Vini'den çektim. Alaylı bir gülümseme, daha da açık olmak gerekirse ucuz bir haydut gülümsemesi ile bana bakıyordu. Yüzünü tarif edebileceğim hiçbir şey yoktu. Klasik, kaslı bir haydut gibiydi. Aslında üçü de öyleydi.

"Hiçbir yere gitmedim. Her zaman buradaydım." Bu iddialı sözler benden çıkmıştı. Kendimi tanımıyordum ama görünüşe göre bu üç maymun beni tanıyordu. Artık söylediklerime dikkat etmem lazımdı. Bu dünyada ilk defa beni tanıyan biri ile karşılaştığım için yaşadığım şoku daha sonraya erteyelebilirdim.

"Ah Veronica... Veronica... Senin gibi bir yılanın her zaman saklanacak deliği olur. Sözünde durmamanın başka bir açıklaması olduğunu mu söylüyorsun yoksa?" Demek adım Veronica'ydı. Demek o kaşar bendim. Demek bir kere daha dünyanın en şanssız insanı olmayı başarmıştım.

Bu sefer Satro olan alayla konuştuğunda tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Yine de kendinden emin görünmeye devam etmeliydim.

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum. Ben sözümde durdum." Yani sözümü bozduğum söylenemezdi teknik olarak bir söz vermemiştim çünkü.

"Sen bizimle alay mı ediyorsun?!" Üçüncü olan sinirle üzerime doğru yürüdüğünde gerçekten altıma yapacak gibi hissettim.

"Ben sözümde dururum Satro, bunu bildiğini sanıyordum." Kendimden emin bir duruş sergilemem lazımdı. Korktuğumu hissederlerse daha çok üzerime gelirlerdi. Eşit konumda olmalıydık. Bana zarar vermeleri için bir neden olmaması gerekiyordu. Gözlemlerime göre aramızda bir iş ortaklığı vardı. Bu iş bir çocuk satmak olsa da...

"Ben Tunyo." Üçü de birbirine benzediğinden adlarını karıştırmıştım. Ah, lanet!

"Elbette Tunyo. Ancak konumuzun ismin olduğunu düşünmüyorum. Neden burada olduğunuzu açıklamaya başlamaya ne dersiniz?" Bence oldukça kendinden emin ve dolandırıcı bir kadın gibi konuşuyordum. Yanılmıyorsam Veronica'nın tam da bu tarz bir kadın olması gerekiyordu. Tehlikeli ve kurnaz bir kadın...

"Şaka yapmaya vaktin var gibi görünüyor Veronica. 40 altını çaldıktan sonra hâlâ yüzünü gösterecek karar aptalsın demek. Yerinde olsam girdiğim o delikten çıkmazdım." Bu sefer gerçekten de Satro olan konuştu. Tehlikeli gülümsemesi dizlerimi titretecek ölçüdeydi. Bu ortamdaki herkesin benden nefret ettiğini göze alırsak paçayı kurtarmak için gerçekten de akıllıca konuşmam lazımdı. Buradan sivri zekam harici kurtulamazdım. Yalanıma devam etmek zorundaydım.

"Ben anlaşmayı bozmadım." Yani öncelikle anlaşmanın ne olduğunu bilmem gerekiyordu. Lütfen... Sadece biri bana burada neler olduğunu anlatsın yoksa ben havaya kurşun sıkmaya devam edeceğim.

"1 hafta önce çocuğu sözleştiğimiz yere teslim etmen gerekiyordu ancak bunun yerine aldığın 40 altınla kayıplara karıştın! Anlaşmayı bozmadığını mı söylüyorsun?" Bingo! Sıktığım kurşunlardan biri hedefi vurmuştu.

Tam da bu bedende gözlerimi açtığım zamanlarda bir çocuk teslimi yapmam gerekiyormuş. Bu mantıklıydı. Belki de Veronica gerçekten sözünde duracaktı ancak aniden bedenine girerek tüm planları bozmuş gibi duruyordum.

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıWhere stories live. Discover now