Zuhur eden zehirler ve zamazingolar

747 129 119
                                    

Ben de herkesi dövüp patron olan cool bir kadın karakter isterdim ama Rév beceriksiz 😖 Herkesi döven karakterleri diğer kitaplarıma koydum ve o kitaptakiler buraya gelip yorum atmayanları dövdüğü için fazla meşguller, kendi kitapları ile ilglenemiyorlar bu yüzden hala 2. bölümde tıkanıp kaldılar. O yüzden herkesin iyiliği için yorum yapın derim dostça bir uyarı

Ayrıca Rev özellikle salak ve beceriksiz çünkü başka türlü nasıl bu kadar talihsiz bir hikâyesi olabilirdi ki? Yine de buna rağmen bence can sıkacak kadar beceriksiz değil, öyle umuyorum. İleride onun da güçlü yanlarını göreceksiniz. Ben mesela kişisel olarak zayıf karakterleri sevmem ama güç sadece bilek gücünden de ibaret değildir.

°°°°°°°♡°°°°°°°°°°♡°°°°°°°♡°°°°°°°°°°♡°°°°°°°♡°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Dün gece tuhaf bir rüya görmüştüm. Öyle ki hâlâ parça parça bazı kesitleri aklımdaydı.

"Zehirlenmiş."

"Iris..."

"Hatırlamayacak."

Allah allah dün gece bir yerim açıkta mı yattım acaba? Ama öyle güzel bir uyku çekmişim ki yemin ediyorum bebek gibi hissediyorum.

"Ughh!" Gerinerek kaslarımı gevşettiğim sırada gözüm yataktaki bir detaya takıldı.

"Vini?" Hemen yanımda mışıl mışıl uyuyan küçük bedene baktığımda gülümsedim. Sabah sabah ne kadar tatlı görünüyor öyle. Mıncırırım ben bunu ya! Hatta ne duruyorum ki?

Başparmağım ve işaret parmağımla yanaklarını sıkıştırdığımda dudakları öne doğru büzüştü. Huysuzlanarak kaşlarını çatıp elimi itmeye çalıştığında güldüm. Sesime uyanmış olacak ki gözlerini araladı.

"Günaydın uykucu." Neşeyle ona baktığımda gözlerini kırpıştırdı. Hâlâ uykuluydu sanırım ki bu tuhaftı. Normalde Vini her zaman benden önce, tercihen kargaların horul horul uyuduğu sabanın köründe uyanmayı tercih ederdi. Sadece bir kere benden sonra uyandığını hatırlıyorum onda da önceki gece ormanda yürüdükten sonra pis handa uyumamak için direnip uykusuz kaldığı içindi.  Demek ki tembelliğim bulaşıcıydı.

"Güh-haah günaydın. Nasıl hissediyorsun?" Gözlerini ovuşturarak doğruluğunda konuşmanın ortasında esnemişti ve uykulu sesini ısırıp yiyesim vardı.

"Harika, yenilenmiş. Gençleştim resmen bu kadar mı fark eder?"

"Dün sarhoştun. Hatırlıyor musun?" Merakla yüzüme baktı. Düne dair çok da net bir hatıram yoktu.

"Hmm çok değil. En son odaya gelip kendimi yatağa fırlatmıştım." Omuz silktim. Gerisi rezil olduğum anlar silsilesiydi sonuçta. Hatırlatmaya gerek var mıydı tekrar üzerinden geçip?

"Kiminle içtin?" Bunu neden sorduğunu bile anlayamadım. Sanırım sadece basit bir meraktı.

"Bu... Ah, doğru ya! Kral ve kraliçeler ile... Nasıl oldu anlamadım ama çay partimiz bir anda şaraplı bir akşam yemeğine dönüştü. Tuhaf, hiç ağrım yok ama." Babası ve cici anneleri ile olan münasebetime bir yorum yapar sandım ama sessiz kalmayı tercih etti. Şey, sanırım ailesi ile çok da yakın değildi.

"Daha da önemlisi, açlıktan bayılmadan önce kahvaltıya inelim!"

~

"Biliyor musun? Odaya da söyleyebilirdik."

"Havaya baksana çok güzel tam da piknik havası! Şimdi bu balkonda temiz havada kahvaltı yapacağız işte ohh mis." Benim enerjik tavırlarıma sessiz kaldığında görevliler de masayı kurmayı tamamlayıp geri çekilmişti.

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora